30 Ocak 2024

ÖFG TV’den herkese merhaba her hafta Salı günü saat 21.00’da haftanın önemli insan hakları konuları ve konukları ile sizlere sunduğumuz programımıza başlıyoruz!

Bu hafta tartışmasız günün en önemli konusu; Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi. Bugün maalesef uzun süredir aylardır tartışılan konuyu bir şekilde mecliste nihayete erdirildi fakat biz bitti demeden bu mesele bitmez diyoruz çünkü benim ile ilgili kararda da 17 Mart 2021 gününde Meclis’te Yargıtay’ın onadığı kararın okunması ile vekilliğim düşürülmüştü fakat bu her şeyin sonu değildi daha sonra Anayasa Mahkemesi konu hakkında bir ihlal kararı almıştı ifade özgürlüğüm ve siyaset yapma hakkımın gasp edildiğini söylemişti. Sonra meclise geri dönmüştüm. Bugün de anayasa mahkemesi’nin iki kez alınmış kararı olmasına rağmen meclis bu kararı okudu bir siyasi iradenin kararı oldu AK Parti MHP cumhur zulüm ittifakının kararı oldu. Mecliste yüzlerce milletvekili bu karara itiraz etti iktidar vekilleri dayatma yapamadı fakat bu karar sonunda okundu!

Kararın okunduğunu biz daha sonra öğrendik çünkü o kadar gürültü vardı ki onu milletvekilleri olarak duyamadık bile meclisten mikrofon sistemi ile izleyenler duyabildi yoğun bir gürültü vardı mecliste. Anayasaya toplumun vicdanına aykırı bir karar alındı bugün mecliste çok üzücüdür. Şerafettin Can Atalay kararı neydi? Gezi olayları nedeniyle Can Atalay hakkında bir mahkumiyet kararı alınmıştı ve kararın adil veya adil olmayan bir şekilde olup olmadığı konusuna çok fazla girmiyorum bir şekilde karar alınmıştı ve ardından Yargıtay bu kararı onadı. Can Atalay milletvekili seçildiğinde daha Yargıtay bu kararı onamamıştı Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu ve ben Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarında olduğu gibi ne olursa olsun Can Atalay milletvekili seçildiğinde Anayasa Mahkemesi gereğince Can Atalay’ın tekrar meclise girmesi gerekiyordu fakat böyle olmadı. Kararlar beklendi fakat apaçık ortada benim kararım vardı ve bir şekilde Anayasa Mahkemesi bunu tekrar mı teyit edecek denildi ve tekrar da teyit etti. Anayasa Mahkemesi dedi ki: “Evet önceki kararlarıma uyuyorum. Can Atalay kararında Gergerlioğlu’ndaki gibi karar alıyorum ve Can Atalay’ın meclise girmesini istiyorum fakat bunlara rağmen Can Atalay kararı Yargıtay tarafından onandı. Tekrar Anayasa Mahkemesi’Ne gidildi. Anayasa Mahkemesi ben ve Enis Berberoğlu kararlarının benzeri bir şekilde yine aynı kararı aldı ve Can Atalay’ın tekrar meclise girmesi gerekti. Yerel mahkeme bunu onaması gerekti. İlkinde de ikincisinde de yerel mahkeme anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadı. En yüksek mahkemenin kararını ilk birinci derecedeki mahkemenin hakimleri kabul etmiyor ve Yargıtay’a gönderiyor kararı. Yargıtay da akıl almaz bir şekilde hukuku anayasayı ayaklar altına alır bir şekilde Anayasa Mahkemesi’ni ayaklar altına alır bir şekilde olumsuz karar veriyor olacak bir şey değil bu. Sonuçta da Can Atalay’ın şu an için vekilliği düşürülmüş oldu fakat bu dediğim gibi önceki kararlar ile birlikte değerlendirildiğinde apaçık yanlış bir karar çünkü öyle olsaydı Enis Berberoğlu ve ben Ömer Faruk GERGERLİOĞLU bu meclise dönemezdik fakat şu anda yeniden bir milletvekilinin meclise dönmesini engellemek için ali cengiz oyunları oynadılar ve maalesef şu anda böylesine üzücü bir karar alındı.

Ben 17 Mart 2021 gününde vekilliği düşürülen bir milletvekiliyim. 19 Şubat 2021 gününde hakkımda öncesinde verilen terör örgütü propagandası kararı Yargıtay kararı ile 1’e karşı 4 hakimin kararı ile. İtiraz eden hakim itiraz yazarak bu kararı tanımadığını söylemişti ve ardından 17 Mart 2021 günü Yargıtay’ın kararı Meclis’te okundu ve vekilliğim düşürüldü daha sonra Meclis’te 4 gün adalet nöbeti evimde ve parti genel merkezimde de Adalet nöbeti tuttuktan sonra tutuklanarak cezaevine konuldum. Bu bir milletvekilinin halkın iradesi ile aldığı milletvekilliğinin gasp edilmesiydi. Resmen bir darbeydi. Meclis’e hukuka anayasaya bir darbeydi bugün de maalesef Şerafettin Can Atalay’ın gün bitmeden vekilliğinin düşürüldüğü kararı meclis kayıtlarına işlendi çok üzücü ve çok kırıcı bir karar. Milletin oyları ile seçilen bir milletvekilinin birtakım alengirli yollarla siyasi yollarla düşürülmesinden sonra meclisin sitesinden böyle ilan edilmesi gerçekten insanın vicdanını sızlatan, yüreğini burkan bir görüntü. Anayasaya göre milletvekilliği düşmedi siyasi iktidara göre düştü. Meclis web sitesi bunu doğru yazmıyor çünkü anayasaya göre olsa Anayasa Mahkemesi bunu kararlaştırırdı siyasi iktidar kararlaştırdı Yargıtay’a dikte etti “Emrin olur” dedi uyguladı. Biz Yargıtay’ın hukuksuz kararlarını iyi biliyoruz rivayetlere göre MHP’li yargıçların olduğunu biliyoruz benim kararımda da Devlet Bahçeli’nin ne kadar ısrarcı olduğu belliydi mecliste vekilliğim düşürülmeden önce vekilliğim düşürülürken vekilliğim düşürüldükten sonra anayasa mahkemesinin kararından sonra Devlet Bahçeli itirazlarda bulunmuştu. Bu da bu kararların arkasında siyasi iradeler var anlamına geliyordu. Şu anda da tüm toplum biliyor ki bu kararın arkasında siyasi bir irade var. şu anda işler daha zorlaştı çünkü şu ana kadar milletvekiliydi ve bir şekilde umut vardı şu anda milletvekilliği düşürüldükten sonra anayasal mekanizmalar daha da zorlaştı. Anayasa Mahkemesi besbelli tekrar bir başvuru sonrası ihlal kararı verecek ihlal kararı sonrası yerel mahkeme eski yaptığını yapacak olumlu bir karar almayacağı gün gibi ortada. Siyasal iklim değişir demokratik bir ortam oluşursa yerel mahkeme insafa gelip bir karar alabilir ama onlara talimat gidiyor. Anayasaya hukuka bakmıyor ki iktidar mahkemeye talimat gönderiyor emrin olur diyorlar. Tüm bunların arkasında 1 Temmuz 2021’de hakkımdaki karar alındıktan sonra Anayasa Mahkemesi meclise anayasa madde 14’de belirsizlik var bunu düzelt dedi bu yasa düzeltilmedi çünkü “Zamanı gelir yine bu belirsizlikten istifade ederiz ve istediğimiz kararı aldırırız.” Diyordu siyasi iktidar ve öyle oldu. Yine bu belirsizlikten istifade ettiler. Zamanında 2.5 yıldır Anayasa madde 14’ü nitelendirecek madde çıkmış olsaydı meclisten bu krizler yaşanmayacaktı. İktidar kötü niyetli olduğu için 2.5 yıl bekletti ve bu yasa ile ilgili bir girişimde bulunmadı ardından Anayasa Mahkemesi özgürlükçü bir karar aldığında da yerel mahkeme ve Yargıtay yolu ile işi halletmeye çalıştı. Benim kararım 1 Temmuz 2021 kararı. Tarihi bir karar. Birçok siyasetçi bu karardan istifade etti. Biz o günler direndik, direnişim sadece bana değil belki onlar, yüzlerce, binlerce siyasetçiye destek oldu. Şu anda da Can Atalay kararına itiraz edenler için tarihi bir karar olan Ömer Faruk Gergerlioğlu kararıdır. Nitelikli ve vatandaşların özgürlüğünü bireyin özgürlüğü, milletin özgürlüğü, milletin vekilliğinin özgürlüğüne belirsiz nedenler ile ket vurulamayacağı yönünde özgürlükçü karardı. Anayasa Mahkemesi özgürlükleri esas alır, güvenlik ve özgürlük denkleminde özgürlük öne alınmalı ki toplum kendini en iyi şekilde ifade edebilsin. Güvenlik aşırı bir şekilde ağır basarsa o toplumda demokrasi ve insan hakları olmaz o yüzden anayasalar son derece önemli anayasa mahkemesi de belki çok matah olmayan bu 1982 anayasasına göre bir karar aldı ki bu 1982 anayasasına göre bile bu karar alındı. Daha özgürlükçü bir anayasa olsa daha özgürlükçü bir karar alınırdı ama 1982 anayasası bile bu özgürlükçü kararın alınmasına engel olmadı. Biz anayasayı da yer yer eleştiriyoruz daha özgürlükçü bir anayasa olsun diye öyle böyle bu anayasayı kabul ediyoruz ve bu anayasaya göre de hem ben de hem enis Berberoğlu’nda hem Şerafettin Can Atalay kararlarında özgürlükçü karar ortaya çıkıyor. Biz bir an evvel hukuka dönülmesini ve Şerafettin Can Atalay’ın meclise dönmesini istiyoruz. Ülkede milletin iradesi bu kadar ağır bir şekilde ayaklar altına alınıyor ve başka bir konuyu gündem etmeye gerek yok! Meclis niye var? Anayasa niye var? Hepsi millet için var! Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ifadesini tesis etmek için meclis var. bu meclis anayasa yapıyor meclisin yaptığı anayasaya göre denetleniyor. Herhangi bir siyasi iktidarın milletin genelinin oluşturduğu anayasaya aykırılık teşkil etmesin kararı diye tekrar anayasa mahkemesine gidilebiliyor ve düzeltmeler yapılabiliyor ama tüm mekanizmalar ayaklar altına alındı. Egemenlik kayıtsız şartsız zorbalarındır denildi milletin elinden alındı benim vekilliğimin düşürüldüğü gibi darbe yine yapıldı anayasaya bir darbe daha yapıldı bu basit bir karar değildi. Ak Partili vekiller genel kuruldan güle oynaya çıktılar çok neşeliydiler ama bizim içimiz kan ağlıyordu çünkü yine milletin iradesine balta vurulmuştu hele ki öncesinde bunu en acı şekilde yaşayan benim için de diğer milletvekillerine göre daha ağır bir an oldu çünkü biz bunun aynısını yaşamıştık ve hiç kimsenin unutamayacağı bir andı. Millet bu karara karşı büyük bir tepki göstermişti. Umarım bu tür hadiseler yaşanmaz ve kolay olmayan bir yolla kazanılan büyük bir onur ile temsil edilen milletvekilliği bu kadar zorbaca haksızca hile ile vekillerin elinden alınmaz. Haftaya tekrar buluşacağız bugünlük hepinize hayırlı akşamlar. Hoşça kalın haftaya Salı günü saat 21.00’da buluşana kadar. İyi akşamlar.

Yorumlar