12 Kasım 2020

MEDYA HABER

YouTube

12.11.2020 Tarihli Medya Haberde Cezaevi Hak İhlallerini Değerlendiriyoruz!

Selami bey : Çok değerli Gergerlioğlu hocamız, Ömer Faruk Gergerlioğlu HDP Kocaeli Milletvekili bizlerle. Hoşgeldiniz hocam yayınımıza.

Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu: Hoşbulduk efendim.

Selami bey : Başlamadan hocam az önce düştü, bir haber daha paylaşmak istiyorum. 43 yaşındadır, Amed’de Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunuyor. Semire Direkçi, 23 yıldır mahpus. Hocam 450 gündür bağırsağı dışarda yaşamak zorunda bırakılmış. Kamuoyundan, ilgili kurum ve kuruluşlardan yardım istiyor. 7 kez ameliyat geçirmiş, beyin ve bağırsak ameliyatları. Hocam onlarcası var, nedir durum? Neler aktarabilir bu konu ile ilgili? Sonra sorumu soracağım belki sizi hiç kesmek istemiyorum, Abdulhamit Gül Adalet Bakanı diyor ki: “ Bırakın adalet yerini bulsun.” Diyor ama bu söz nereye düşüyor onu da anlamak isteriz. Buyrun lütfen hocam.

Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu:Teşekkür ederim efendim, çok yaralı bir konuya değindiniz. Cezaevleri felaket bir haldedir. Gerçekten büyük insanlık dramları yaşanıyor, büyük sağlık skandalları yaşanıyor. Ben konuya geçmeden önce gündeme getirdiğimiz Diyarbakır Cezaevi’nde ki Semire hanım ile ilgili birkaç cümle sarfetmek isterim. Biz İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak cezaevlerini geziyoruz ve Diyarbakır Cezaevi’ni ziyaret ettiğimizde de Semire Hanım’ın koğuştaki o halini bizzat ben gözlerimle gördüm. Size mektup ile ulaşan bilgiler, mahpus yakınlarından ulaşan bilgileri biz koğuşta yatağında, hasta yatağında yatan o mahpusu görerek ve şaşırarak çok üzülerek gördük maalesef. Defalarca ameliyat olmuş, oldukça ağır bir hasta, yatağında yatıyordu, kadın koğuşunda. O koğuşta çocuk da vardı, 3-4 yaşında Dilda isminde bir tane çocuk vardı ve 20’ye yakın kadın vardı. Biz onlar ile saatlerce konuştuk. Oldukça sağlıksız, kötü bir ortamdı ve o ortamda diğer mahpusların hizmet ettiği, işte hijyenik olmayan şartlarda kalan Semire Hanım’ı görmüştük ve onun orada olmaması gerekiyor, ağır hastalığı olan bir kişiydi. Onun gibi yüzlerce, binlerce mahpus var maalesef. Her gün bakın, her gün neredeyse cezaevlerinden artık ölüm haberleri alıyoruz. Biz bu haberleri nasıl alıyoruz? Mahpus yakınları bize ulaşıyor öyle söylüyor. Yoksa Adalet Bakanlığı’nın herhangi bir açıklama yapmak gibi bir isteği yok. Cezaevlerinde ağır hastalıklardan ölen insanlar var, intihar eden insanlar var ve inanılmaz vakaları oluyor. Covid vakaları sarmış durumda birçok cezaevinde Covid salgını var ve Adalet Bakanlığı açıklama yapmıyor. Gayet rahatlar, cezaevleri ağzına kadar dolmuş durumda ve kapasitesinin üstünde maalesef insanlar kalıyor. 8-10 kişilik yerlerde 25-30 kişi kalıyor sağlıksız ortamlarda. Biz bunları Adalet Bakanlığı’na, cezaevlerine gittiğimizde sorduğumuzda, tek kelime cevap veremiyorlar, “ Diyecek bir şey yok, çok haklısınız çok kalabalık.” E o zaman ne olacak bu insanların sağlıkları, ne olacak? Özgürlükleri ne olacak? Hakları ne olacak diye sorduğumuzda, “Biz elimizden geleni yapıyoruz.” Gibi cevaplar veriliyor ama biz işin iç yüzünü biliyoruz. Binlerce soru önergesine de başvurdum Selami bey bakın. İnsan Hakları Komisyonu’na ve Adalet Bakanlığı’na en çok başvuruyu yapan milletvekiliyim mecliste ve maalesef zamanı içinde bize cevap verilmiyor. Zamanı geçtikten sonra sümenaltı etme girişimi yapılarak cevaplar veriliyor. Bu çok net! Birçok büyük ihlal görüyoruz, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Cumhur İttifakı’nın kontrolü altında ve bu ihlalleri örtbas etmekle meşgul, bir tek ihlal kararı bile vermiyor. Bakın benim en az 1800 Adalet Bakanlığı’na soru önergem ve 3000’e yakın İnsan Hakları Komisyonu’na dilekçem var ve tek bir ihlal kararı vermiyorlar, “ Bakıyoruz, ediyoruz.” Gibi geçiştiriyorlar. Bu durumda iş neye düşüyor? Medyaya düşüyor, muhalif siyasetçilere düşüyor çünkü cezaevlerinde canlar gidiyor. Bakın ölüm vakaları oluyor, salgınlar oluyor. Ben size örnek örnek veririm. Bakın bunu geçtiğimiz gün meclise gelen Adalet Bakanı’nın yüzüne de söyledim, birçok vakayı söyledim çünkü çok yakından takip ediyorum ve hep isimleri artık ezberimde. Ben onları direkt Bakanın yüzüne söyledim. İnanın ki verecek tek bir cümle cevabı yoktu, “Bakacağız, edeceğiz.” Diyerek bana cevap verdi. “Eksiklikler olabilir. Bakıyoruz, ediyoruz.” Dedi ama bakın gözümüzün önünde insanlar ölüyor Selami bey. Bakın Osmaniye Cezaevi’nde Sabri Kaya’nın ölümünü maalesef adım adım izledik, gözgöre göre öldü daha doğrusu öldürüldü. Kan sulandırıcı ilaç kullanıyordu, kontrolleri yapılmıyordu ve bu yüzden beyin kanaması geçirdi, iç kanaması geçirdi, gözgöre göre öldü. Defalarca soru önergesi verdik gereken yapılmadı. Bakın geçtiğimiz günlerde Siirt E Tipi Cezaevi’nde Cengiz Karakurt. Yine aynı şekilde. Kan sulandırıcı ilaç kullanan bir kalp kapakçığı hastasıydı, ağır bir hastaydı ve Covid’e de yakalandı. Biz onun durumunu takip ettik ve maalesef yoğun bakımda kaldı çünkü kan sulandırıcı ilacın kontrolü yapılmamıştı Osmaniye’de ki Sabri Kaya hastamızda olduğu gibi ve beyin kanaması geçirerek vefat etti. Sorduğumuz zaman bu gibi vakalarda neden vefat etti? Ne oldu? Ne bitti? Diye sorduğunuzda. Size “Ne yapalım, takdir-i ilahi, olmuş. Biz gerekeni yaptık. Efendim defalarca hastaneye götürdük, takip ettik.” Gibi cevaplar veriliyor ama bakın ben aynı zamanda tıp doktoruyum, bu işleri bilen insanım. Tıp raporuna baktığım zaman bir insan hakları savunucusu olarak büyük ihlalleri görüyorum. Herkesi kandırırlar da beni kandıramazlar çünkü biz bütün raporları tetkik ediyoruz ve çok ağır ihlalleri görüyoruz. Bakın Mevlüt Öztaş, Fatih Terzioğlu ve en son Ahmet Kaplan. Son vereceğim bazı örnekler. Bunlar cezaevinde genç yaşta kanser olmuş mahpuslar. Bakın gencecik yaşta bir insan niye kanser olur? Kahrından kanser olur, bakımsızlıktan kanser olur, immü sistemi düştüğü için kanser olur ve bu insanların tüm seyrini ben takip ettim biliyor musunuz? Mesela Ümit Gökhasan bu hastalar en az 4 hasta saydım size bu hastalar gencecik yaşta kanser oldular. Teşhisleri çok geç yapıldı, tedavileri çok geç yapıldı, sağlık kuruluna çıkmaları çok geç oldu ve en sonunda artık güç bela o hasta haliyle, hepimiz hastayızdır, canımız ağrır hasta olduğumuz zaman o hasta halleri ile bir çile çektiler, işkence çektiler, hastanelere gittiler, geldiler, gittiler, geldiler, en sonunda bir kısmı infaz erteleme almayı başardı, Mevlüt Öztaş, Fatih Terzioğlu, Ümit Gökhasan ama bunların arasında.

Selami bey :Bir sorum olacak size hocam. Ben sizin anlatımlarınızdan şunu çıkarabiliyorum; devlet suç işliyor, tek tek bireylere karşı suç işliyor. Bu mekanizmayı nasıl değiştireceğiz, ne olması gerekiyor hocam? Bir devlet alıyor, içeri tutsak ediyor, öldürüyor. Yani bu suç. Bunu nasıl üstesinden gelebiliriz? Çünkü niye soruyorum? Şimdi Abdulhamit Gül diyor ki: “Yargı dosya vicdanında anayasaya bakar.” Diyor yargı “ Konkjonktüre, birilerinin dediğine.” Bakmazmış. “Bizim beklentimiz budur.” Hem bir beklentisi var hem de yani bu cümleyi de nereye koyacağız onu da lütfen açmanızı istiyoruz.

Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu: Bütçe görüşmelerinde bu sözleri söyledi Sayın Abdulhamit Gül ve bende bütçe görüşmelerinde hem bakana direkt yüzüne sorular sordum ve tüm cevaplarına da dinledim, basına da yansıdı bu sözler. Biz tüm muhalif milletvekilleri yargıyı eleştirdik, siyasallaşmış, bağımlı yargıyı eleştirdik o da; yargının bağımsız olduğunu, kendilerinin karışmadığını, adalet duygusunun çok özel olduğunu söyledi. Biz bu sözleri sürekli onlardan duyuyoruz. Yargı güya bağımsızmış, adalet duygusu çok önemliymiş ve ilginç de bir cümle söyledi. Biz ona birçok milletvekili olarak Türkiye’nin dünya endekslerindeki durumunu söyledik. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı endekslerinde Türkiye’nin Afrika ligine düşmüş, dünyanın dibine düşmüş durumunu söyledik. Bakın bizim kendi kriterlerimiz değil bunlar, bunlar dünya kriterleri. Objektif kriterler, Sayın Bakan bize dönüp cevabı şu oldu: “İnsan kalbine göre değirlendirilmeli, ayırt edici olan kalptir. Biz kendi kalbimize göre baktığımız zaman yanlış olmadığını görüyoruz.” Gibi akıl almaz bir cevap verdi. Ya Sayın Bakan sen bir Adalet Bakanı’sın. Adalet denen bir Bakanlığın başındaki kişisin. Biz ise dünya standartlarına uygun endekslerce hazırlanan Türkiye sıralamalarını söylüyoruz, “İşte bizim kalbimiz rahat efendim. Ayırt edilen kalbimizdir, kalbimiz rahat, biz yanlış yapmadık.” Gibi cevaplar veriyor ama şunu unutuyorlar. Yargı tel tel dökülüyor, biz bunu çok iyi biliyoruz. Yüzlerce, binlerce kararla yargının nasıl acımasızca insanları cezaevine attığını ve acımasızca adil olmayan infaz indirim yasalarını çıkardığını, Covid denen salgını umursamadığını, insanları bu adil olmayan yasalar yüzünden cezaevinde öldüğünü ve bundan dolayı büyük günahlar işlediklerini, suç işlediklerini söyledik.

Selami bey : Sizin çok ciddi bir mücadele verdiğiniz görüyoruz hocam. Yalnız kaldığınızı düşünüyor musunuz bu konuda? Belki bilmiyorum diğer partilerde ki çünkü bu bir vicdan, hak arayışı ve bunu da iki dakika rica ediyoruz sonra veda edeceğiz.

Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu: Teşekkür ederim. İnanın ki bu çok özel bir insan hakları savunuculuğu. Biz ayrım yapmadan, tüm mağdurlar için gayret ediyoruz ve bu noktada daha çok destek, ihtiyacım var. Sadece bir başımıza olmuyor!!! İnanın ki hani binlerce soru önergesi veriyoruz ve bunları tek başına takip etmeye çalışıyoruz ama herkesten destek bekliyoruz çünkü Türkiye’de şu anda en büyük sorun Adalet. Bakın Adalet’in çiğnendiği bir Bakanlık var. Tüm insanların en büyük özlemi Adalet şu anda. Tüm muhalefetin yakındığı husus Adalet ama Adalet’in ikame edilmesi için uğraşan çok fazla insan olmuyor işin doğrusu. Yalnız kalıyoruz. İnsan hakları savuncuları olarak, siyasetçiler olarak. Bu konuda eğer ki devlet kollektif bir suç işliyorsa tüm siyasetçiler, insan hakları savunucuları, medya mensupları kollektif bir şekilde çok etkili bir gayret sarfetmeli. İnanın ki bakın bizim bu suç duyurularımız, soru önergelerimizi kendi hakim oldukları süre içinde örtbas ediyorlar. Yarın öbür gün hukuk önünde hesap verecekler ama şu anda bunları örtbas etmeye çalışıyorlar. Ben tüm kamuoyuna gelin hep birlikte gayret edelim, bu adaletsizlikleri hep birlikte ortadan kaldıralım diyorum ve size de çok teşekkür ediyorum.

Selami bey : Biz çok teşekkür ediyoruz ve izleyicilerimiz adına da çok teşekkür ediyoruz, kolaylıklar diliyoruz.

Yorumlar