2012-09-03 00:00:00

MAZLUMDER eski Genel Başkanı, dindar aydın Ömer Faruk Gergerlioğlu;

Hafta Başı Röportajları’nın bu haftaki konuğu; İslami hassasiyetleri yüksek, dindar bir aydın. MAZLUMDER’in eski Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Sabri Yalım Parkı’nda cumartesi günü eylem yapan ve tartışmalı, hedef gösteren açıklamalarıyla dikkat çeken Kartepe İnsan Hakları Derneği’nin konuşmalarını değerlendirdi: “Bu kışkırtıcı, ayrıştırıcı, yaftalayıcı dil; İslami Ahlak’a sığmıyor”

ÖMER FARUK GERGELİOĞLU İLE NİYE RÖPORTAJ YAPTIM?  

Hafta Başı Röportajları’nın bu hafta farklı bir konuğu var.

Bu kişi bir doktor.

Ama öyle sıradan bir doktor değil.

İnandıklarını bugüne kadar hep yüksek sesle dile getirmiş, korkmamış, mücadele vermiş, bedel ödemeyi göze almış bir adam.

Ömer Faruk Gergerlioğlu…

İslami hassasiyetleri yüksek, dindar bir aydın.

Peki, Ömer Bey ile niye buluştuk, ne konuştuk, niye bu röportajı yaptık?

Çünkü bu bakış açısına ihtiyacımız vardı.

Hem bizim, hem de kentin ihtiyacı vardı.

Ömer Bey, bu kentte başörtüsüne özgürlük eylemlerini başlattı.

2005 yılında başlattığı bu eylemlerde, ülkedeki konjonktür çok farklıydı.

Bir şeylerin mücadelesini vermek daha zordu.

O zor günlerde mücadelesini vererek, rüştünü ispatlayan bir adam.

Ömer Bey ile bu dünyaya aynı pencereden bakmıyorum.

Ama sohbetinden büyük keyif aldım. Çok şey öğrendim.

Biliyorsunuz Ömer Bey ve genel başkanı olduğu MAZLUMDER, Sabri Yalım Parkı’nda, 2005 yılından beri her hafta açıklama yaptı.

Başörtüsüne özgürlük eylemleri yaptı.

Yürüyüşler düzenledi.Ama hep seviyeli bir dil kullandı. Kimseyi hedef göstermedi. Ayrıştırıcı bir dil kullanmadı. Kimseye küfretmedi. Nefret tohumları saçmadı.Sadece inandıklarını söyledi.

Ancak Ömer Bey ve MAZLUMDER, buradaki eylemlerine son verdikten sonra, oradaki açıklamalar devam etti.

Bu açıklamaları, Kartepe İnsan Hakları Derneği diye bir oluşum yapmaya başladı.

Bu adamlar, her hafta birilerini hedef gösteriyor, kin ve nefret dolu açıklamalar yapıyor.

Bir gün çıkıyor, ilköğretim okullarında kız ve erkekleri öğrencileri ayıralım. Çünkü birbirlerinden “etkileniyorlar” diyorlar.Bir başka gün çıkıp, birlikte denize giren kadın ve erkeklerle ilgili akla hayale gelmeyecek şeyler söylüyorlar.

Kadınları teşhirci, erkekleri tecavüzcü coşkun ilan ediyorlar.

Bu adamların adı Kartepe İnsan Hakları Derneği.

Yaptıklarının, söylediklerinin İnsan Hakları ile bir ilgisi alakası olmadığını biliyorum. Bunu da dilim döndüğünce anlatıyorum.

Bilmediğim ve yorumlayamadığım tek şey şu;

Bu adamların konuşmaları dini ahlaka sığıyor mu?İslamiyet bu mu? Dindarlık, bize bu adamların anlattığı şey mi?

İşte ben bu soruya yanıt veremem. Çünkü bu sorulara yanıt verecek yeterli din bilgim yok.

Peki ne yaptım?

Gidip dindar bir aydın buldum. Onunla konuştum. Merak edilen soruları ona sordum.

Buyurun…

Bana inanmıyorsanız, Ömer Bey’in söylediklerine bir bakın!..

Ömer Bey, sohbetimize başlamadan önce soralım. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Müslümanım. İslami hassasiyetlerim var. İnsan Hakları’na saygılı, herkes için adalet isteyen, toplumsal vicdanı savunan bir insanım.

Uzun yıllar Sabri Yalım Parkı’nda “Başörtüsüne Özgürlük Eylemleri” yaptınız. Bu eylemlere ne zaman başlamıştınız?

2005’te başlamıştık. Aktif olarak, 2010’lara kadar bu açıklamaları ve eylemleri MAZLUMDER öncülüğünde burada sürdürdük.

Bu eylemleri niye başlattınız?

O günlerde Türkiye’de demokratikleşme ve özgürleşme adımları atılıyordu. Başörtüsü yasağı devam ediyordu. Çok acayip yasaklar uygulanıyordu. Örneğin atletizm yarışmasında birinci olan başörtülü bir kıza ödül vermek için gelen albay, kızın başörtülü olduğunu gördüğü zaman ödül vermeden gidiyordu. Başörtülü anneler, askerde olan oğullarının yemin törenine giremiyordu. Orduevlerine giremiyorlardı. 2005 yılında Türkiye’de atmosfer özetle böyleydi.

İlk basın açıklamanızda ne demiştiniz? Nasıl bir çıkış yapmıştınız?

Bu yasak hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir yasaktır. Farklı kesimlerle birlikte bu yasağın ortadan kaldırılmasını istedik. Sadece dindarlar değil, herkes bu yasağın mantıksızlığını anlamalı dedik. İlk açıklamamız da bunu vurgulayan bir şeydi. Türkiye, bu sorunu uzun yıllar halledemediği için büyük travmalar yaşadı. İnsanlar kutuplaştı. Nedensiz gerginlikler oldu. 2007 yılında Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananları hatırlayın. Eşi başörtülü olduğu için Cumhurbaşkanlığı engellenmek istemişti. Ama olmadı, bu da başarılamadı.

2005 yılından beri Kocaeli kamuoyuna bir şeyler anlatmaya çalışıyorsunuz. Aradan yıllar geçti. Bu kadar zaman sonra, kendinizi Kocaeli’ye anlatabildiğinizi düşünüyor musunuz?

Maalesef tamamen anlattığımızı düşünmüyorum.

2010 yılında burada açıklama yapmayı bıraktınız. Neden son verdiniz? Türkiye’de başörtüsü sorunu bitti mi?

Biz bu açıklamaları Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu çatısı altında, MAZLUMDER öncülüğünde yaptık. Farklı derneklerden de çok fazla bir beklentimiz olmadı. Aylar, yıllar geçtikten sonra bir motivasyon kaybı oldu. Artık bu açıklamaları sürdürmenin gereği kalmadığını düşündük. Bununla birlikte başörtüsü sorunu tamamen bitmiş değildir. Bazı gevşemeler ve esnemeler var gerçi. Öte yandan, biz burada sadece başörtüsü sorununu gündeme getirmedik. Etnik ve dini ayrımcılığa karşı durduk. Hrant Dink öldürüldüğünde ilk biz tepki koyduk.

Peki MAZLUMDER öncülüğündeki ekip, buradan ayrıldıktan sonra Sabri Yalım Parkı’nda Kartepe İnsan Hakları Derneği diye bir oluşum açıklama yapmaya başladı. Kim bunlar, siz konuşmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz hakkımızı isterken kimseye küfretmedik. Şu anda burada konuşanların üslubu çok şık değil. Yeni Akit Gazetesi’ni okuyup, buraya gelip konuşma yapıyorlar. Bu üslubun düzeltilmesi gerekir. Yeni Akit Gazetesi’nin yayın anlayışı; hedef gösterici bir yaklaşımdır. Birisini afişe eden, hedef gösteren bir yayıncılıktır. Sabri Yalım Parkı’nda şu anda konuşan insanlar da maalesef bu anlayışı benimsemişler. Kılavuzunuz YeniAkit olursa varacağınız yer, iyi bir yer olamaz.

Peki, burada konuşan insanlar nereden besleniyor. Kim ya da kimler enforme ediyor?

Haber Vaktim adlı internet sitesi yazıyor, Yeni Akit yazıyor, Sabri Yalım Parkı’ndaki arkadaşlarımız doluyor. Çıkıp açıklama yapıyorlar. Bu arkadaşların üslubunda büyük sıkıntı var. İnsan Hakları açısından da, din açısından da böyle kışkırtıcı, kırıcı, hedef gösterici, tahkir edici, dışlayıcı bir dil kullanmamak lazım. Yeni Akit Gazetesi’nin eğitimini kabul ettiler, sonunda böyle oldu. Bazen insanlar kafasını böyle kuma gömerler. Bu arkadaşlar da öyle yaptılar gibi görünüyor. Bazı arkadaşlarımızla MAZLUMDER’de beraberdik.  İnsan Hakları konusunda çalışmalar yaptık, eğitim programları yaptık. Her kesimden çok değerli aydınları İzmit’te konuk ettik.  Biz Şanar Yurdatapan gibi bir ateist arkadaşımızı da buraya getirdik.  Bu arkadaşlar, bizimle beraberken onlara “hep sadece dindarların sorunu yok. Farklı inanışlardan, farklı kültürlerden insanların da sorunu var. Bunları da dile getirelim” dedim. Bu arkadaşlar Yeni Akit çizgisini tercih ettiler. Biz de yollarımızı ayırdık.

Sabri Yalım eylemcileri, size göre nasıl bir Türkiye, nasıl bir Kocaeli arzuluyor?

Bunu bilemem. Ben kendi adıma yanıt verebilirim. Dindar insanların herkesi baskısı altına alacağı bir gelecek özlemiyoruz biz. Herkesin kendisini ifade edeceği özgür bir ortam hedeflemeliyiz. Baskıcı, dayatmacı, herkesi kendime benzeteceğim dersen bu ters teper. Bunu Peygamber Efendimiz bile yapmamış. O bile dışlamamış kimseyi. Kışkırtıcı ve provokatif bir dil kullanmak doğru değil  

DİNDARLIK VE DİNİ GÖRÜNTÜ AYRI ŞEYLER!

Yeni Akit dindar bir gazete mi?

Dindarlık ve dini görüntü birbirinden ayrı şeyler. Yeni Akit, dini görüntü veren bir gazete. Irkçı, olaylara Türk milliyetçiliğinden bakan bir gazete. Nefret suçu işliyor. Tribünlere oynuyor. Buna rağmen ben; “Yeni Akit kapatılsın, yok edilsin gibi şeyler söylemiyorum. Bu adamları mahvetmek gerek” demiyorum. “Görüşlerini özgürce beyan  eden ama toplumda başkasının hakkını çiğnemeyenlerden olsunlar” diyorum. Aynı mantıkta devam ettiler. Yanlış yapıyorsunuz dedim. Çünkü yanlış yapıyorlar.

Yeni Akit ile son yaşadığınız polemik nereden çıktı?

 2.5 ay önce önce Yeni Akit Gazetesi, Ali Bayramoğlu’nu hedef gösteren haberler yapmaya başladı. Adama Ermeni dediler. Ermeni de değilmiş. Gerçi olsa ne olacak? Allah insanı Rum da yaratır, Ermeni de yaratır. Ama Yeni Akit, bunu hep yapıyor. 1990’lı yılların ortasında Gümüşhane Baro Başkanı öldürülmüştü. O zaman başörtüsünü yasakladı diye adamı hedef tahtasına oturtmuşlardı. Adana’dan birisi kalkıp, bu dinsizi öldüreyim demiş Gümüşhane’de baro başkanını öldürmüştü. Katil de “Ben Akit Gazetesi’ni okudum. Burada çıkan yazıların ardından o din düşmanını öldürdüm” demişti. Ben Milat Gazetesi’nde yazı yazıyordum. Baro Başkanı’nın öldürülmesini yazdım, hatırlattım. Yeni Akit’i eleştirdim. Ali Bayramoğlu’na yapılanı da kınadım. Yazıdan sonra Milat Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni beni aradı. Yeni Akit bana baskı yapıyor. Bu yazın beni sıkıntıya soktu dedi. Bir yazı daha yaz, en azından benim bu yazıya katılmadığımı belirt” dedi.

Siz ne yaptınız?

Bir yazı daha yazdım, Tekrar Ali Bayramoğlu diye. Genel Yayın Yönetmenim farklı düşünüyor dedim ama yazımın arkasında durarak yapılan yanlışları vurguladım. Sonra Yeni Akit bu sefer de Cengiz Çandar’ı hedef göstermeye başladı. Biz bu filmleri 28 Şubat sürecinde görmüştük. Maalesef 28 Şubat’ta yapılan andıç gazeteciliğini, şimdi bu adamlar yapmaya kalkıyor.

Bu yapılanlar Müslümanlığa sığıyor mu?

İslami Ahlak’a sığmıyor. Peygamber’in ahlakına baktığımızda şunu görüyoruz; bütün insanlara sevgi dolu yaklaşan bir dinin mensubuydu, anlatıcısıydı o. Kafasına taş atıldığında bile, Allah’a “bunları mahvetme ya rabbim,bilmiyorlar” diye yalvaran bir peygamberin olduğu dine mensubuz. Bu dinin bir ahlakı var. Bu yapılanlar, bu ahlaka sığmıyor.

Yeni Akit ile son yaşadığınız tartışma nereden çıktı?

Ali Bayramoğlu’na ve aydınlara yapılanlara karşı,www.sessizkalmamakgerek.com adlı bir internet sitesi kurduk. Aydınlara, gazetecilere yapılan hedef göstermeye, kışkırtıcı yayınlara karşı imza kampanyası başlattık. Bu kampanyaya Cihan Aktaş’tan, Baskın Oran’a, Mehmet Altan’a kadar farklı isimler imza attı. Çoğunluğunu dindar insanların oluşturduğu aydınlar imza verdi. Yeni Akit, elbette bu gelişmelerden sonra çok rahatsız oldu. Bu imza kampanyasının aleyhinde haberler yayınlamaya başladılar. İmza kampanyasına ismini yazdıranların ağzından, “Biz buraya imza atmadık. Gergerlioğlu yalan atıyor dediler. ” diye yalan haberler yapmaya başladılar. Bu kişilerin hepsi bunları yalanladı ve birisi tekzip gönderdi. Biz de gönderdik.

Bu imza kampanyasına PKK’lılar da imza verdi iddiasının bir Yeni Akit yalanı olduğunu ortaya çıkardınız. Bunu nasıl yaptınız?

23 Ağustos’ta 16.19 ile 16.49 saatleri arasında bizim internet sitesine bir IP girmiş, yorum yapmış. Farklı rumuzlarla yorum yapmış. Sayfalarda dolaşmış. Daha sonra habervaktim.com internet sitesinde bir haber yayınlandı. Başlık “İnanılır gibi değil”.www.sessizkalmamakgerek.com adlı internet sitesindeki imza kampanyasına PKK’lılar da imza veriyor gibi ifadeler yazmışlar. Haberi açıp bakıyorsunuz. PKK’lı, Kandilli gibi imzalar var. Sonra araştırdık. Bu IP’ler kimin diye. Aynı IP çıktı. Bu IP’nın kim olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. IP’nin sahibi habervaktim.com’un genel yayın yönetmeni Fatih Akkaya. Yapılanları görüyor musunuz? Yorumu kendileri yazıyor. Sonra PKK’lı diye imza atıyorlar. Ardından da bu siteye PKK’lılar da imza attı diye haber yapıyorlar. Yeni Akit’te ve Haber Vaktim’de yayınlanan bu  haberlerin altındaki yorumlarda da, “Öldürelim bunları, mahvedelim” diye yorumlar yazıyorlar.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU KİMDİR? BEDEL ÖDEYEN BİR DİNDAR AYDIN

1965 Isparta doğumlu. Bursa İmam Hatip Lisesi’ni bitirdi. Eskişehir Tıp Fakültesi mezunu. İhtisasını Süreyya Paşa Hastanesi’nde yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı. 2000 yılında İzmit’e geldi. 2003 yılında MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı oldu. 2005 yılında İzmit Sabri Yalım Parkı’nda “Başörtüsüne Özgürlük Eylemleri” başlattı. 2010 yılına kadar bu eylemlere devam etti. 2007 yılına kadar MAZLUMDER Şube Başkanlığı görevini sürdürdü. 2007-2009 yılları arasında MAZLUMDER Genel Başkanlığı yaptı. 2008’de MAZLUMDER tarafından Türkiye’de ilk kez yapılan “dini ve etnik ayrımcılık” konulu saha çalışmasını yönetti. Yerel ve yaygın medyada yazılar yazdı. 10 aydır yazdığı MİLAT Gazetesi’nden, Yeni Akit Gazetesi ile yaşadığı polemiğin ardından, geçtiğimiz günlerde ayrıldı. Evli ve 3 çocuğu var. Halen İzmit Seka Devlet Hastanesi’nde görev yapıyor. 

Yorumlar