4 Aralık 2021

Ses Kocaeli – Tuğrul Kırankaya

İzmit küçük bir şehir. Bu şehrin ortasındaki merkez Karabaş, Ömerağa Mahalleleri, doğusundaki merkez M.Alipaşa ve Bekirdere Mahalleleri, batısındaki merkez Yenidoğan ve Serdar Mahalleleridir.

Son zamanlarda özellikle Yenidoğan’dan çok fazla şikayet geliyor. Yenidoğan, İzmit’in en popüler, en büyük en önemli mahallelerinden biridir.

Yenidoğanlılar kendilerini çok yalnız ve sahipsiz hissediyorlar. Hem Büyükşehir’e, hem İzmit Belediyesi’ne tepkileri var.

Yenidoğan’ın önemini, cazibesini, ticari hareketliliğini kaybettiğini, çok büyük alt yapı ve üst yapı sorunlarının bulunduğunu, İzmit’in batısındaki merkezin Kuruçeşme’ye kaydığını düşünüyorlar.

İzmit siyasetine önem verenlerin, Büyükşehir ve İzmit Belediyesi yöneticilerinin Yenidoğan’dan yükselen sese, tepkilere kulak vermelerini tavsiye ederim. Yenidoğan Bölgesi ihmal edilemeyecek bölgedir. Gidin, mahalle halkını bir dinleyin.

Çok basit dokunuşlarla çözülebilecek sorunlar var. Bunların üzerine gider. Yenidoğan’ın kalbini kazanamayan, Yenidoğan’ın kalbini kıran kişiler, İzmit’te kolay siyaset yapamazlar, bunu aklınızdan çıkartmayın.

Bugün, Mersin mitingi çok önemli

Muhalefet adına ilk büyük meydan mitingini İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Denizli’de düzenlemişti. Denizli meydanı heyecanlı onbinlerce insan tarafından dolduruldu, miting ses getirdi.

Bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk meydan mitingini Mersin’de düzenliyor. Bu miting her açıdan ülke siyasetinin nabzını gösterecek.

CHP’nin Mersin mitingini baltalamak için iktidar, İçişleri Bakanlığı elinden geleni yapıyor. Mersin’de küçük meydanı gösterdiler. Mersin’de insanların mitinge gitmesini olabildiğince engellemek adına pek çok sabotaj yapıldı.

Mersin Valiliği, insanları korkutmak için son zamanlarda İlde Korona salgınının olağanüstü arttığını açıkladı.

Bütün bu engellemelere rağmen, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bugün Mersin’de halkın önüne çıkacak. Atmosferi, coşkuyu ve Kılıçdaroğlu’nun neler söyleyeceğini merak ediyorum. Ama en önemli dileğim ve beklentim bu büyük mitingin tatsızlık olmadan, kimsenin canı yanmadan bitmesidir.

Eğer Cumhurbaşkanı böyle bir miting düzenleseydi, TRT dahil bütün kanallar baştan sona naklen yayınlardı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin mitingini sanırım bütün televizyon kanalları görmezden gelecektir. Sadece Halk TV’nin baştan sona canlı yayınlamasını bekliyorum. CHP’li değilim. Ama ülkemizin bu döneminde muhalefetin neler söyleyeceğini de merak ediyorum. Bugün CHP’nin Mersin mitingi ülkemiz siyaseti açısından çok önemli bir gösterge olacak ve sanırım çok tartışılacak.

Gergerlioğlu ile tanıştım

Doğup büyüdüğüm bu kentte yaptığım iş nedeniyle Tıp camiasının sürekli içinde bulunduğum için şehir merkezi esnaflarının neredeyse tamamını tanırım. Ama siyasetle hiç ilgim olmamıştı, siyaset dünyasından ve medya dünyasından pek fazla tanıdığım yoktu.

SES KOCAELİ’de Güngör Arslan ve İsmet Çiğit’le takıldığımdan beri, bu alanlarda da yeni tanıdıklarım oluyor. Geçen gün HDP Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu gazeteyi ziyarete geldi. Tanışma imkanım oldu. Ben aslında MHP kökenli (ama eski düzgün MHP ) bir aileden geliyorum. HDP milletvekiline karşı da ön yargılarım vardı.

Buna rağmen, Sayın Gergerlioğlu’nu çok sempatik buldum. Ufak tefek bir adam. Büyük risk taşıyor olmasına rağmen, sokakta tek başına dolaşabiliyor. SES’i ziyareti öncesinde Derbent’e gitmiş. Bir türlü tadilatı bitmeyen Derbent Tren istasyonunda incelemeler yapmış, muhtarla görüşmüş.

 SES’ten çıktıktan sonra Yukarı Hereke’ye gidecek, bu bölgede yapılmak istenen çöp tesisi hakkında bilgi alacaktı. Bu arada gazetedeki sohbet sırasında Güngör Arslan kentteki çeşitli çarpıklıklar ve yanlışlar hakkında bilgi verdi. Hepsini titizlikle not aldı.

Son zamanlarda çevrenizde hız AKP’li ya da CHP’li milletvekili görüyor musunuz? Hiç biri bu kent sorunları ile ilgilenmiyor. Ama HDP’li Gergerlioğlu seçim bölgesinde, halkın içinde. Kendisine iletilen sorunları takip ediyor. Elbette bunları düzeltecek bir gücü yok. Ama en azından Meclis’te gündeme getiriyor.

Siyaseten çok itilip kakılan, çok haksız şekilde tutuklanan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu samimi, mütevazi ve gerçekten insanların sorunlarıyla ilgilenen bir siyasetçi olarak gördüm.

Okul önlerindeki yaya kaldırımları SÜS için yapılmamıştır

İzmit’teki trafik sorununu ne kadar yazsak bitiremeyiz. Hiç kuşkusuz şehrin yapısının, imar durumunun, bu kenti yönetenlerin sorumsuzluğunun bu trafik sorununda önemli payı bulunuyor.

Ama bu kentin trafiğinde araç kullananlar da gerçekten pek çok konuda cezayı hak ediyorlar. Ben son zamanlarda yaya kaldırımlarına sürücülerin saygısızlığına taktım kafayı. Özellikle okul binaları önündeki yaya kaldırımları son derece önemlidir.

Avrupa’da her hangi bir ülkede bir yaya, yaya kaldırımına (yol üzerinde kalın beyaz çizgili bölümler) adım attığında, araç fren yapıp durmak ve yayaya yol vermek zorundadır. Bizde kimse yaya kaldırımlarını umursamıyor. Hele okul önlerinde. Çocuklar sırtlarında çanta, ellerinde beslenme kabı ile cadde kenarında karşıya geçmek için bekliyorlar. Aslında çocuklar kurallara uyuyor, yaya kaldırımı üzerinde bekliyorlar. Ama araçların hiç umurunda değil. Vızır vızır geçmeye devam ediyorlar.

Eğer bir çocuk, Bir öğrenci, yaya kaldırımına gelmiş, karşıya geçmek istiyorsa, araç durup yol vermek zorundadır. Buna mecburdur. Trafik ışıklarının bulunduğu kavşaklara güvenlik kamerası koyup, kırmızı ışıkta geçenlere ceza yazmaktan çok,  okul önlerindeki yaya kaldırımları bölgelerine kamera koyulmalı. Bir öğrenci caddenin karşısına geçmek isterken yaya kaldırımında durmayan araca en ağır ceza kesilmeli. Sözde geçen yıl bir ara İzmit’te yaya kaldırımlarındaki yayalara yol verilmesi konusunda kampanya başlatılmıştı. Bu da unutuldu. Öğrenciler okul önlerinde yaya kaldırımlarının kenarında araç sürücülerinin insafını bekliyor. Çok ayıp, çok büyük yanlışlık. Araç kullananların bu konuda biraz duyarlı olmaya davet ediyorum.

“Görevden affını istemek”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte artık bu ülkede Bakan olmanın bile bir anlamı kalmadı.

Milletvekillerinin etkisi, yetkisi, halk gözündeki değeri zaten sıfır oldu. Ama Bakanlık bu kadar nasıl küçültüldü aklım almıyor. Malum Maliye Bakanı Lütfü Elvan, bir süredir yaşananlardan rahatsızdı. Her insanın bulunduğu her görevde kendince haklı gerekçelerle istifa etmeye hakkı vardır.

Lütfü Elvan da uzunca bir süre önce istifa etti. Ama bu durum uzun süre çekmecede tutuldu, sonunda da Elvan için “Görevden affını istedi” açıklaması yapıldı.

Milli Eğitim Bakanı için de böyle olmuştu. Dikkat edin. Artık bu sistemde ilkeli Bakan bulmak da pek kolay değil. Milli Eğitim Bakanının yerine aynı bakanlıkta yardımcı olan kişi atanmıştı.

Maliye Bakanlığı için de pek çok uzman kişiye teklif götürüldüğü, ama kimsenin bu bakanlığı kabul etmediği konuşuluyor. Dedikoduda olabilir bu tabi ki.  Sonunda iş Bakan yardımcısına kaldı.

Elvan’ın istifasını “Görevden affını istedi” şeklinde açıklanmasını yadırgıyorum. İstifa eden Bakan’ın yerine bakan yardımcısının getirilmesi de bence çok ilginç.

Bir de geçen akşam TV haberlerinde Cumhurbaşkanı’nın Sağlık Bakanı’na davranış biçimini gördüm. Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı’nın kendisini ilgilendiren bir konuda açıklama yapmasını bile yadırgamış, “Bu adam ne diyor” diye çevresine sormuştu.

Sayın Bakanı da “Sizden habersiz hiç bir şey açıklar mıyım efendim” diye Cumhurbaşkanı’na mikrofonların önünde cevap veriyor.

Bu ülkede, bu düzen içinde Bakanların da bir ağırlığı, bir havası, bir yetkisi kalmamış. Gerçekten tam anlamıyla bir “Tek adam” düzeninde gidiyoruz.

Muhteşem lezzet ve sunum: Dein Burger

Geçtiğimiz hafta ortası kızım Lara’nın antrenmanı sonrayı eve gitmeden bir şeyler yer, birazda sohbet ederiz diye karar verdik. Öylede yaptık.

İsmet Çiğit abimin büyük oğlu Can Çiğit büyük emek harcayarak arkadaşı Şef Erman’la beraber hiç bilmediği bir işe girmişti.

Ne zamandır kafamdaydı. Hem hayırlı olsun için, hem de lezzetini merak ettiğim için uğramaya niyetim vardı.

Lara’yla birlikte olması da daha keyifli oldu.

Biz sipariş vermeden oturduk. Tercihi Can Çiğit’e bıraktık. Dükkanı seyretmeye başladık. İçerde kocaman bir ağaç vardı. İlk dikkatimizi bu çekti. Çok şık masalar ve koltuk takımı da dükkana ayrı bir hava katmış. Gerçekten zevkli insanlar. Güzel bir ortam yaratmışlar.

Önümüze anlatıldığından daha lezzetli olduğuna karar verdiğimiz birer Hamburger geldi. Normal köfteden değil, ufak ufak doğranmış etten yapılmış bir Burger.

Bugüne kadar yediklerimden en iyisi diyebilirim. Doyuruculuğu da ayrı önemli.

Yanında verilen sosu, patatesi, garnitürü bile kendileri hazırlıyorlarmış.

Köfteyi, Sosisi, Turşuyu, içecekler hariç aklınıza gelen yiyecek her şey Erman Şefin elinden çıkıyor.

İçeceklerden de şişede Ayran getirdi Can Çiğit. Abi bunun tadına bakmalısın dedi. Gerçekten çok güzeldi. Bursa’dan özel olarak getiriyorlarmış.

Hepsi günlük, Hepsi taze.

Böyle bir mekanın İzmit’e kazandırılmasından ayrı bir keyif aldım.

Can Çiğitte bu işletmeye ortak olduğu için daha da keyiflendim.

Öğlen yemeği için de Akşam yemeği için de tercih edebileceğiniz çok şık bir yer.

Hesaplarda korkulacak gibi değil. Biz iki kişi 100 TL’ye kalktık.

Bu kriz ortamında devamlı dışarda yemek yiyen birisi olarak gerçekten uygun geldi fiyat.

İsterseniz ev ve İşyerlerine 0533 6118585 numaralı telefondan ya da Yemek Sepeti üzerinden sipariş de verebilirsiniz. Öğlen siparişlerinizde küçük sürprizleri de olursa lütfen şaşırmayın.

Pişman olmayacağınıza garanti diyebilirim. 

Şimdiden hepinize afiyetler olsun.

Yorumlar