24.08.2021

BİR KISIM MAHPUSLARIN ŞARTLI TAHLİYE HAKLARI CEZAEVİ İDARELERİ TARAFINDAN KEYFİ OLARAK KISITLANMAKTADIR

Türkiye cezaevlerinde uzunca bir süredir hak ihlalleri yaşanmakta ve keyfi uygulamalar artarak devam etmektedir.

İnfaz mevzuatında yapılan son değişiklikler, ne yazık ki kamuoyunda oluşan kaygıları doğrulamış, cezaevlerinde hak ihlalleri olağanüstü boyutlara varmıştır. Mahpusların; işledikleri suçun kapsamı, bulundukları koğuşlar, açlık grevine katılım sağlamış olmaları hatta cezaevi görevlileri ile olan ilişkileri iyi hal koşullarını oluşturmadığına dayanak tutularak tahliyeleri ertelenmektedir. Kuşkusuz bu durum ceza içinde cezaya dönüşmekte ve tahliye umudu taşıyan mahpusların hürriyetinin gaspına neden olmaktadır.

Cezaevlerinden edinilen bilgilere göre son zamanlarda çok sayıda hükümlü, haklarında herhangi bir disiplin işlemi uygulanmasa dahi, keyfi ve subjektif gerekçelerle, “iyi hal” koşullarını taşımadığı gerekçesiyle tahliye edilmemiştir. İdare ve Gözlem Kurulları (İGK); hükümlülerin siyasi görüşünü dahi bahane ederek olumsuz raporlar düzenlemişlerdir.

1 Ocak 2021’den itibaren uygulamaya başlanan düzenlemeye göre hükümlüler, iyi hal tespitinde 6 ayda bir İdare ve Gözlem Kurulu’nca değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Her ne kadar Adalet Bakanlığı bu uygulamanın amacını; hükümlülerin, toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme riski ile mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında İGK tarafından iyi hâlin belirlenmesine esas olmak üzere en geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekliliği olarak ifade etmiş olsa da uygulamanın hak ihlallerini artırdığı aşikardır.

İdare ve Gözlem Kurullarının Keyfi Raporlarına Binaen İyi Halli Sayılmadığı Ve Koşullu Salıverme Hakkından Faydalandırılmaması Kesinlikle Bir Hak İhlalidir

Eski uygulamaya göre, üç hücre cezası alıp koşullu salıverilme hakkı elinden alınmayan Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki her hükümlü cezasının dörtte üçünü tamamladığında, koşullu olarak salıverilmekte iken yeni uygulama ile kişinin siyasi görüşü yahut daha evvel greve katılmış olması, hatta cezaevi görevlileri ile sorun yaşıyor olması infazının yanmasına neden olabilmektedir. Yani gelişen yeni durum, kaldırılması önerilen ve insan haklarına aykırılık teşkil eden eski uygulamanın dahi gerisindedir.

Tüm bu nedenlerle son dönemlerde cezaevlerindeki koşullu salıverilme şartları oluşmuş hükümlülerin İGK’nun keyfi raporlarına binaen iyi halli sayılmadığı ve koşullu salıverme hakkından faydalandırılmaması kesinlikle bir hak ihlalidir.

Uygulamanın Yasal Dayanağı “Hükümlülerin Değerlendirilmesi ve İyi Hâlin Belirlenmesi’’ Kenar Başlıklı Maddesinde Yapılan Değişikliktir.

Bu uygulamanın yasal dayanağı; 15 Nisan 2020 tarihli İnfaz Paketi’ndeki 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un, 89’uncu ve 107’inci maddelerinde yapılan “Hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi hâlin belirlenmesi’’ kenar başlıklı maddesinde yapılan değişikliktir.

Yasa değişikliğinden 8 ay sonra, Adalet Bakanlığı, 29 Aralık 2020’de yeni bir Yönetmelik (GÖZLEM VE SINIFLANDIRMA MERKEZLERİ İLE HÜKÜMLÜLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNE DAİR YÖNETMELİK) yayınlayarak, tahliyeler konusundaki başvuruları değerlendiren Cezaevi İdare ve Gözlem Kurullarının yorum alanını genişletti, oluşumunu değiştirdi.

Yasadaki değişiklik, 10 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar ile “terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları”, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların infaz düzenlemelerini kapsıyor.

Buna göre karar tarihi ile işlem tarihi arasında iyi hâli ortadan kaldıran herhangi bir disiplin eyleminin gerçekleşmesi durumunda, İdare ve Gözlem Kurulu derhal toplanarak hükümlü hakkındaki iyi hâl kararını kaldırıp, disiplin soruşturmasının neticelenmesini, şayet bir disiplin cezası verilmiş ise infazının yapılmasını ve mevzuatta belirtilen kaldırılma sürelerinin geçmesini bekleyebiliyor. Kurul, bu sürecin sonunda hükümlü hakkında yeniden değerlendirme yapabiliyor.

Kurulların Yapısı Değişti

Daha önce cezaevi idaresi, psikologlar ve kurum çalışanları tarafından oluşturulan İdare ve Gözlem Kurulu, hükümlüler hakkında yapılan başvuruları değerlendirerek, onları açık ceza infaz kurumuna gönderme, cezanın kalan kısmının denetimli serbestlik tedbirleriyle infazı ya da koşullu salıverilme kararlarını alıyordu.

Yapılan değişiklikle İdare ve Gözlem Kurulu’na Cumhuriyet Başsavcısı veya onun belirleyeceği bir Cumhuriyet savcısı başkanlık etmeye başladı.

Yani şartlı tahliyeye başvuran hükümlünün ‘iyi hali’ konusunda kararı artık Cumhuriyet Savcılarının başkanlık ettiği kurullar veriyor.

Ayrıca, İdare ve Gözlem Kurulu’na Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı il veya ilçe müdürlükleri tarafından belirlenen birer uzman kişi de dahil edildi.

Cezaevi Kurulları Bu Yapısı İle Mahkeme Gibi Olmuştur!

Hemen vurgulanmalıdır ki; kanun değişikliğinden önce, örgütlü suçlarda ¾ (dörtte üçlük) infaz oranı uygulanmakta idi.  Oysa yeni değişiklikle iyi hali değerlendirecek İdare ve Gözlem Kurul’larına konuda eskisinden çok daha geniş bir takdir yetkisi tanındığı görülmektedir.

Bilindiği üzere daha önce hükümlü, infaz oranlarını doldurmuş, disiplin cezaları infaz edilip kaldırılmışsa iyi halli değerlendiriliyordu. Bu yönetmelik ile Kurullara o kadar geniş bir takdir yetkisi verilmiş ki mahkeme kararı olmaksızın, İGK adeta tek belirleyici merci haline getirilmiştir. Kurul, mahpusu değerlendirip hem iyi halli olmadığına hem de bu nedene koşullu salıverilmeye uygun olmadığına karar vermektedir. Yeni yönetmelik maalesef İdare ve Gözlem Kurullarının mahkeme gibi hareket etmesine imkân ve fırsat sağlıyor.

İGK’nın bu haliyle hak ihlallerine sebep olduğunu söyleyebiliriz. Temel hak ve özgürlükler kanunla düzenlenir, Yönetmelik, kanunun uygulama alanını ortadan kaldıramaz ve daraltmaz.

İdare ve Gözlem Kurulları İyi Hal Değerlendirmesinde Objektif Karar Vermekle Mükelleftir

Sonuç olarak, İdare ve gözlem Kurulları iyi hal değerlendirmesinde objektif karar vermekle mükelleftir. İGK’ların keyfi kararlar ile mahpusların şartlı tahliye haklarının önüne geçmesini engelleyen düzenlemeler yapılmalıdır.

Yorumlar