4 Ekim 2023

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz gün, 1 Ekim günü Meclis açılıyordu ve Sayın Cumhurbaşkanı buraya gelerek bir konuşma yaptı. Konuşmasında mağdurlar, masum insanlar ondan çok şey bekliyordu. Anayasa’nın uygulanmasıyla ilgili birtakım şeyler söylemesi, zor durumda olan insanlara birtakım müjdeler sunması bekleniyordu ama aksine Anayasa’yı çiğneyen birtakım sözler sarf etti. Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa’yı korumakla ve yürütmekle vazifelidir ancak Sayın Cumhurbaşkanı buraya geldi, AİHM kararları hakkında birtakım mütalaalarda bulundu. Sayın Cumhurbaşkanı yargı mensubu mu ki AİHM’in Yüksel Yalçınkaya kararının tanınmayacağını söyleyebiliyor? 85 milyon içinde tek bir kişi bunu söyleyebilir mi? Yargı kararına bir yürütmenin başı “hayır” diyebilir mi? Defalarca dediniz, biliyoruz. Sayın Demirtaş kararında, Sayın Kavala kararında Cumhurbaşkanı bunu söyledi. Söyledi diye normal mi?
Sayın Cumhurbaşkanı bu sözleriyle Anayasa’yı çiğnemiştir.
Anayasa madde 90’ı çiğnemiştir.
Ayrıca, Altın Portakal Film Festivali, bir sanat festivali. Ya, dünyanın neresinde görülmüş? Bu festivaldeki “Kanun Hükmü” isimli filmi yasakladığını burada beyan etti “Bu film gösterilemez.” dedi. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar?
Neredeyiz biz, hangi zamandayız; size soruyorum AK PARTİ’liler. Bakın, cüzdanınıza bakarak değil, vicdanınıza dayanarak konuşun tamam mı?
Bakın, festivaldeki bir filmin kararını Cumhurbaşkanı veremez.
Yargısal bir engel yoktur, bu filmin gösterilmesiyle ilgili yargısal bir engel yoktur ama ne oluyor?
Bakın, film burada, ben bu filmi biliyorum, izledim; hiçbiriniz izlemedi. Bakın, size anlatayım, yüzünüz çıkaracak. “Kanun Hükmü” isimli bir film; Engin Hoca ve Yasemin Demirci… Doktor Yasemin ve Engin Hoca, ihraç edilmişler, ikisi de KESK üyesi, demokrat insanlar, Türkiye’deki haksızlıklara seslerini çıkarmışlar, Doktor Yasemin iade edilmiş bir de.
Bakın, iade edilmiş. Engin Hoca herhangi bir yargı kararıyla mahkûm da edilmemiş, bunlar suçsuz günahsız insanlar ve son derece barışçıl bir şekilde eylemler yapıyorlar.
Bakın, ben filmin ham hâlini izledim. Bodrum’da yani yelkenlide “İşimi geri istiyorum.” afişi asıyor, yere su dökerek… Bakın, yere su dökerek “adalet” yazıyor.

Polisler geliyor… Bakın, polis tutanağını okuyayım. O kadar sivil ve barışçıl bir eylem ki…

Bakın, Engin Hoca ne yapmış? Ya, Allah aşkına çok tarihî bir eylem yapmış, çok barışçıl bir eylem, suyu yere dökerek “adalet” yazmış. Polisler gelmiş… Tutanağı okuyorum size, polislerin tutanağı… Ya, insanın yüzü kızarır ya, bu filmi çekilirken engellemeye çalışmışlar. Daha sonra Anayasa Mahkemesi bu engellemeye ihlal verdi. Bu film Altın Portakal’a geldi ve 2 kez gösterimden engellenmeye çalışıldı. Ne anlatıyor bu film, niye korkuyorsunuz bu filmden? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Film, bir hak direnişini anlatıyor, KHK’lilerin en doğal olan hak direnişini anlatıyor. Bakın, polis tutanağından okuyacağım, dinleyin, diyor ki polis: “İhbar üzerine gittiğimizde beton zemin üzerine suyla yere yazılmış olduğu, kurumaya başladığı ‘adalet’ yazısının görüldüğü tespit edilmiş.” ve bundan dolayı Kanun Hükmü filmi engellenmeye çalışılmış. Ben izledim, son derece barışçıl eylemler arkadaşlar, kimseye zarar vermiyor Engin Hoca. Bakın, ne yapıyor biliyor musunuz? Okulun kapısına geliyor, bir tane uçurtması var, öğrencilerine uçurtma uçuruyor, öğrenciler de “Engin Hoca neredesin, gel Engin Hoca.” diyor. Veyahut da Doktor Yasemin, o kadar dürüst, o kadar ilkeli, idealist bir kardiyolog ki kendisi. Kendisi işten ihraç edildiğinde 200 yaşlı hastası onun için yürüyüş yapıyor ya -dünyanın neresinde görülmüş- “Biz doktor yasemini istiyoruz, çok dürüst, çok doğru, çok iyi bir doktor.” diyor. Şu “terörist” dediğiniz Doktor Yasemin sonradan iade de edildi. Ne oldu sonra? Hemen, alelacele Altın Portakal’da bu gösterilecekken Kültür Bakanı festival yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu’na telefon açmış “Hemen o FETÖ propagandası yapan filmi kaldırın.” Ya, bu cemaat meselelerinden ihraç edilmiş birileri de değil, KESK üyesi, TTB üyesi bu insanlar. Yine, aynı şekilde, Adalet Bakanı “FETÖ propagandası yapılan bu filmi gösteremeyiz.” diyor, Cumhurbaşkanı buraya geliyor “FETÖ propagandası…” Baştan sona hepsi yalan. Ya, arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun diyorum yani filmin öyle bir şeyle zerre alakası yok.

Nasıl bu yalana teslim oluyorsunuz? “Kral çıplak” diyecek tek bir kişi yok mu aranızda ya? Allah’tan korkun ya! Cumhurbaşkanından korkmayın, Allah’tan korkun, vicdanınızdan korkun ya! Allah’tan korkun!

Bakın, daha sonra ne yapıldı? Bakın, AİHM kararı var, Yüksel Yalçınkaya kararı var. Türkiye’ye çok ağır bir karar verdi: “Sen Türkiye yargısı olarak ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesini çiğnedin. ByLocktur, Bank Asyadır, çocuğunu cemaat okuluna göndermektir, bir derneğe üye olmaktır, bunlar delil olarak sayılamaz; tekrar değerlendirin, ihlal yapmışsın.” dedi ve sonra Cumhurbaşkanı burada kalkmış diyor ki: “Ben bu kararı tanımam.” Böyle bir şey mi olur ya! Anayasa madde 90 yok mu? Senin bunu tanıman gerekmiyor mu? Nasıl böyle diyebilirsin? Ama bunu söyleyebiliyor.

Arkadaşlar, çok net söylüyorum: Bir ülkede bir Cumhurbaşkanı Anayasa’yı çiğneyemez, bu kadar, bitti işte. Anayasa madde 90 çiğnenemez.

Bakın, o kadar mağdur var ki bu ülkede, şu resmi görüyor musunuz; yedi yıl önce Türkiye’de medyaya çıktı, şu aile biliyor musunuz? Bakın, bir sünnet merasimi sonrası çekilmiş bir film; beşiz bu çocuklar, beşiz. Türkiye’de gazetelere haber oldu.

Annesi babası bu cemaat kurumlarında çalıştığı için ihraç edilmişler. Bu 5 çocuk doğduğu zaman işinden atılmış baba. Bilirsiniz, anne babasınızdır, bir çocuğu büyütmek bile ne kadar masraflıdır. İşinden atılmış olduğu hâlde 5 çocuğu büyüten bir anne babayı düşünün, bir de bir büyük 13 yaşında çocuk var. Bu anne baba üç gün önce tutuklandı biliyor musunuz.

Bu çocuklar, şu gördüğünüz çocuklar 850 gram doğmuştu, 850 gram.

Allah’ın lütfu, o çocuklar yaşadı.

Siz o çocuklar için yani gerçekten büyük bir mutluluk duymanız gerekirken o çocukların annesini babasını tutukluyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz adam seni!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Sus da biraz dinle ya!
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Konuşma sen!
    MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) – Ya, bir otur yerine be! Otursana!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Sus! Burada hasta çocukları anlatıyorum. Allah’tan kork ya, Allah’tan kork!
    BAŞKAN – Sayın vekiller, lütfen…
    Lütfen hatibi dinleyelim, lütfen…
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bak, beyninde şant olan çocuğu anlatıyorum. Gözlerinde sıkıntı olan çocukları anlatıyorum.
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Aynı şeyleri yapıyorsun hep terbiyesiz adam! Otur yerine be!
    BAŞKAN – Sayın vekilim, lütfen…
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Hasta bu çocuklar, hasta! Annesini babasını tutuklamışsınız.
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Niye tutuklandığını da açıkla!
    NURETTİN ALAN (İstanbul) – Şehit çocukları da var, şehit çocukları! Onlar da babasını göremeyecek!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Görmüyor musun, suçsuzlar! Bakın, bu 5 çocuktan birisinin beyninde şant var, şantı annesi yönetiyor; bu anneyi, bu babayı tutuklamışsınız. Bakın, bu çocuklar ölür arkadaşlar, 850 gram doğdular. Birinin beyninde şant var, diğerlerinin gözlerinde ve organlarında sıkıntı var ve siz bu anneyi cezaevine atıyorsunuz. Avukat bana dedi ki: “Hâkime yalvardım, ne olur hâkim bey yani bu çocuk ölür; etmeyin, en azından anneyi serbest bırakın dedim. Acımasızca anneyi de babayı da tutukladı.” Çünkü o hâkim de Allah’tan korkmuyor.
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Niye tutuklandı?
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – İktidardan korkuyor, terfi edilmemekten korkuyor. Allah’tan korkun ya! Ayıptır, ayıp!
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Niye tutuklandı, sebebini söyle!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bak, size başka bir çocuk göstereceğim. Bu, Yusuf Kerim, 6 yaşında; defalarca bu çocuğu gündeme getirdim. O da bir KHK mağdurunun çocuğu. Annesi, o 6 yaşında kanser hastalığından yatarken cezaevine konuldu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Dün vefat etti bu çocuk, haberin yok vicdansız adam!
    MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) – Ya, bir dinlemeyi öğrenin, bir dinlemeyi öğrenin!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Vicdansız adamsın sen! Bu çocuk dün vefat etti, annesi dedi ki: “Beni evladımdan dört ay boyunca mahrum ettiler, zindanda tuttular.” En sonunda bu Mecliste bir yasa çıktı da o çocuğun başına bu anne geldi. Çok vicdansızsın ve oradan bağırıp duruyorsun AK PARTİ’li vekil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Niye karşı durup da bağırıyorsun?
    BAŞKAN – Lütfen sözlerimizi tamamlayalım.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Bu çocuk hasta bir şekilde yatıyordu. Zavallı şu çocuğu görmüyor musun? Vicdanın hiç yok mu senin? Şu hâldeki bir çocuğun anasını nasıl cezaevinde tutabilirsin ya?
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Niye tutuklandı? Sebebini söyle!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Allah’tan kork! Bizim bir sürü baskılarımız sonrasında bu Mecliste Yusuf Kerim yasası çıktı ve en sonunda cezaevinden annesi geldi bu çocuğa sarıldı. Hepimiz ağladık ya! Senin gözünde gözyaşı yok tabii, ağlamazsın! Başka şeylere bakarsın. Vicdanlı insanlar hüngür hüngür ağladı vallahi billahi.
    LATİF SELVİ (Konya) – Asıl senin vicdanın yok!
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Sen vicdanını kaybetmişsin!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Senin çocuğun yok mu ya? Allah’tan korkmuyor musun sen? Şu çocuğu gösterirken nasıl bana laf yetiştirmeye çalışıyorsun? Allah’tan korkmuyor musun sen? Ne biçim adamsın? Yuh sana diyorum, yuh sana diyorum! Tamam mı? Sen kaç kuruş alıyorsun böyle tetikçilik yapmak için? Kaç kuruş alıyorsun?
    HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Sen vicdanını kaybetmiş, ruhunu da satmış bir adamsın! Terbiyesiz adam!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Allah’ın ayeti var, diyor ki: “Az bir para karşılığında satmayın inancınızı.” (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
     HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Sen vicdanını ipotek etmişsin! Duygu sömürüsü yapma! Konuşma!
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Sen inancını da satmışsın! (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)

Yorumlar