2007-07-23 00:00:00
HALKIN MUHTIRASI DA BÖYLE OLDU!..
Sonunda merakla beklenen seçim de bitti. Ak parti’nin tartışılmaz üstünlüğü seçime damgasını vurdu.Bu seçim de önemle beklenen sonuç, M.H.P’nin barajı aşıp aşamayacağı idi.Ak partinin birinci parti olarak çıkması zaten tahmin edilen bir olgu idi. M.H.P’nin barajı aşması Akparti’nin milletvekili sayısı olarak ta büyük bir patlama yapmasını engelledi.Meclis meşruiyeti artmış bir temsil oranını yakaladı.
Diğer partilerden ziyade C.H.P’nin aldığı oy oranı üzerinde durmak gerekir. C.H.P oy oranını düşürmemesine rağmen milletvekili sayısını düşürerek yeni bir hüsran daha yaşadı.Bu sonuç aslında beklenmeyen bir sonuç değildi.Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında bürokratik elit ile birlikte iş tutan C.HP bunun bedelini milletvekili sayısı ile ödedi.Seçimlerin asıl üzerinde durulması gereken sonucu budur.Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir oldu bitti ile 367 şartını dayatan güçlere karşı halk bu seçimde cevabını vermiştir.Göz boyama ile abuk subuk mahkeme gerekçeleri ile açıklanmaya çalışılan cumhurbaşkanlığı seçimi orta oyunu, halk tarafından görülmüş ve sert bir cevap verilmiştir.Ağar ve mumcu‘nun meclis protestosu, Muhtıra ,Deniz Baykal’ın tehditkar açıklamaları, Anayasa mahkemesinin halkın vicdanında kabullenilmeyen kararları sonucu etkiledi. Önceki yazılarımızda “halk bu orta oyununa sert ve fevri bir cevap vermiyorsa seçimi beklediğindendir” demiştik. Ve halk gereken cevabı verdi.
Tabiiki bu sonuç Akparti’nin eleştirilemez şeyler yaptığını göstermez.Halk Akparti’nin ekonomik dengeleri sarsmadan başarısız sayılamayacak bir yönetim göstermesinden çok, Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci sırasındaki haksızlıklara karşı tepkisini ifade etmiştir.Bu cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yapılan anketlerde Akparti’nin % 27lere düşen oy oranının şu an % 46.7 e çıkması ile açıkça ortadadır. Halkımız sahte açıklamalara ve göz boyamalara prim vermemiş ve asıl cevabı muhtıracılara vermiştir. Bu da halkın muhtırasıdır.
Muhtıra ve hukuk dışı mahkeme kararlarının baş kuklacısı Demokrat parti başkanı Mehmet Ağar ise çok direnmeden hemen istifasını vermiştir. Cumhurbaşkanlığı sürecinde çok beklemeden zorbalıklara dur deseydi şu an çok farklı bir konumda olacaktı. Ağar daha o gün sonunun başlangıcına imzasını atmıştı. Siyasetin halkın temsili olduğunu ve kritik anlarda doğru kararlar verilmesi ile ancak lider olunabileceğini anlamış olmalı Ağar. Hukukdışı güçlerin piyonu olmanın bedelinin çok ağır olduğunu sanırım Ağar sonuçların açıklandığı ilk anlarda anlamış ve başını duvarlara vurmuştur.İstifasını vermesi ise en doğru kararıdır.
Halk kazanacak diye ortalarda dolaşan C.H.P’li yetkililer bu işlerin halk adını parti isminde bulundurmakla olmayacağını anlamış olmalılar.”Halk kazanacak” derken partisini kasdettiğini bilen ve halkı güvenilmez bulan C.HP’ye yeni hüsranlar yaşamaması için gömdüğü topraktan başını kaldırmasını diliyoruz.Suçun sadece Baykal’da olmadığını muhafazakar sol anlayışın eleştirilmesi gerektiğini anlamalılar.Kemalist solculuğun bu topraklarda sürekli eriyen bir anlayış olduğunu , statükoculaşmış halktan uzaklaşmış ne idüğü belirsiz bir solculuktan vazgeçmelerini diliyoruz.Zira sol bu seçimlerde uyanmış ve demokrat sol adaylarla alternatifinin olduğunu da göstermiştir.
2002 de % 34 olan oy oranını 2004de %42 ye çıkaran Akparti bu seçimde oyunu tartışılmaz bir şekilde arttırmıştır. Akparti , çok iyi olduğundan değil rakiplerinin göz doldurmadığından bu sonucu aldığını bilmelidir.Düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, kürt sorunu alanında Ülkemizde cesaretle ele alınması gereken ve fakat Akparti’nin çoğunlukla teğet geçtiği sorunlar olduğunu biliyoruz.
MHP VE D.T.P’ nin meclise gelmesi ile daha bir çıkmaz sokağa sürüklenebilecek Kürt sorununa gücünü arttırmış olan Akparti’nin insiyatif alarak müdahil olması gerekir.Artan teröre alternatif olarak göründüğü için barajı geçme başarısını yakalamış olan M.H.P ‘nin ise daha sorumlu bir muhalefet içinde olması gerekir.Kürsüden idam için yağlı urgan atma şovları ile siyaset yapılamayacağını artık bilmesi gerekir.Genç parti’nin siyaseten silinmesi ise halkımızdan umut kesilmemesi yönünde önemli bir ölçüttür.
En önemlisi ise siyasete kuklacıları ve zorbalıkları ile yön vermeye çalışan zorba güçlerin halktan esaslı bir cevap aldığıdır. “Halk kazanacak” başlıklı seçim sloganları ile oy avcılığına kalkanların “halk” ve “kazanmak” kelimelerinin anlamını bundan sonra çok olacak boş zamanlarında iyi irdelemeleri gerekiyor.
Yorumlar