2007-04-01 00:00:00
DOĞRU OLANI HİÇBİR GÜÇ MAĞLUP EDEMEZ
Tarih boyunca insanlar mazeret üretmede bayağı başarılı olmuşlardır. Kendi başarısızlıklarını karşıdakinin başarısı olarak görme veya göstermeyi çoğunlukla başarmışlardır.
Dünya’da uzun yılardır emperyalist güçler yoğun bir güç elde etmenin peşinde koşarlar.Bu gücü elde etmek için masum insanların kanlarını dökmekten de çekinmezler.Fakat bu güçler çoğunlukla güçlerini abartılan gölgelerinden alır.Olduğundan muktedir güçler olarak insanlığa sunulan güçler karşısında mazlumların şansı epeyi azalmıştır.Zaten bu güçler aynen bir ilacın etki mekanizması gibi etki yapmaya çalışır.Antimikrobik bazı ilaçlar mikropları öldüremeyince başka bir yol denenmiştir.O da mikrobun sinir sistemini felç etme metodudur.Mikrobu öldüremez fakat onu felç ederek etkisiz hale getirmiş olursunuz.Bu devletler arası ilişkilerde de böyledir.Olduğundan büyük gösterilmeye çalışılan devletler yok edemedikleri devletlere karşı bu metodu denerler.Onları korkutur ve bilinçaltlarına bir hiç oldukları duygusunu yerleştirir.Bu sefer küçük devletler büyük güçlere karşı elinde var olan gücü de kullanamayacağı , karşı koyma ihtimali olamayacağı sanrısı ile tamamen devre dışına çıkmış olur.Aslında psikolojik harp ile yenilmese çok eli olabilirdi.Fakat var olanın üstündeki blöflere yenilmiştir artık.Burada Donkişot gibi hareket edilsin demiyorum.Fakat yeter ki baştan mağlubiyet kabul edilmesin.
Daha kısa bir süre öncesine kadar yıkılmaz denen S.S.C.B köhne bir yapının malum sonucu olarak yıkılmıştı.A.B.D ise en güçlü göründüğü bugünlerde gücünü dayatmaya çalıştığı en son noktadan başlayan bir çökme sürecine girme ihtimali yüksek olan bir ülkedir.Zira ülke içi çürümüşlük ve Dünya halklarının en sevilmeyen ülke yönetimi olma rekorunu elinde bulundurmaktadır.Bu kendisi açısından hiç te hayra alamet bir durum değildir.İnsanlık bu dev gücün acziyetini pek yakında görecektir.Yeterki kendi gücünün farkına varsın.
Ülkemiz için de aynı şeyler geçerlidir. Son zamanlarda ortamın ısınması ile yeni senaryolar üretilmeye başlandı. Yaklaşan seçimler ve cumhurbaşkanının kimliği önemli komplo teorilerinin ortaya çıkmasına yol açıyor.Bu teorilere göre artık düğmeye basıldı ve halkın iradesi devreden çıktı artık.Büyük güçler Türkiye üzerinde istediğini yaptıracak.Halkın hiçbir dahli olmayacaktır.Tabii ki Türkiye üzerinde hegemonyasını devam ettirmek isteyen antidemokratik iç mihraklar ellerinden geleni yapmaya çalışmayacaktır demiyorum.Onlar elbete halkın malı, kanı üzerinde oynamaya çalışacaklardır.Bunu ülkemiz tarihindeki çeşitli ekonomik manipulasyonlarda ve darbeler de çeşitli şekillerde gördük.Ama şu unutulmamalıdır ki halkın sağduyusunun üzerinde hiçbir manipulatif güç veya medyatik tekellenme duramaz.
Ülkemizde iktidar kendisi üzerinde oyunlar oynanacağına inanıyor. Bunun için potansiyel olarak bazı güçleri sorumlu tutmaya hazırlanıyor. Fakat şu bilinmelidir ki haktan ve hukuktan yana olanlar hiçbir şeyi mazeret olarak göstermemelidirler. Yozlaşmayı, yolsuzluğu önleyen bir yönetim halkın sağduyusunda hakkettiği yeri alır. Zengin patronlara rağmen fakiri koruyan bir iktidarın medyadan korkusu yersizdir. Adaleti esas tutan bir yönetimin zalimler karşısında, yanında halkı olacaktır.Bu belki geçici bazı hesaplar ön planda tutulursa pek görülmez, anlaşılmaz.Fakat kalıcı olarak meseleye bakıldığında mesele apaçık ortadadır.İktidar mazeret üretme yeri değil, zalimlerden , karanlık güçlerden korkmama yeridir.Sahibi bulunduğu gücü küçük hesaplar için kullanan veya beceriksizliğine mazeret bulmaya çalışanlar ise çok iyi göz boyasa da halkı kandıramaz.
Yorumlar