28 Kasım 2023

Norm Haber

Saadet-Gelecek Grup Başkan Vekili ve Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, EYT’de eksik kalan 5000 ve Kısmi emeklilik mağdurlarının durumunu Meclis’e verdiği önerge ile gündeme taşıdı. Konuyla ilgili Meclis Araştırması açılmasına dönük önerge Genel Kurul’da yapılan konuşmaların ardından reddedildi.

Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili ve Saadet-Gelecek Grup Başkan Vekili İsa Mesih Şahin tarafından, EYT’li vatandaşların sorun ve taleplerini çözüme kavuşturmak amacıyla 28 Kasım 2023 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 28 Kasım 2023 Salı günkü birleşimde yapılması yönündeki önerge Meclis Genel Kurulunda görüşüldü.

Görüşmeler sırasında Meclis tutanaklarına yansıyan konuşma ve tartışmalar şöyle:

“BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İzmir Milletvekili Mustafa Bilici’ye söz veriyorum.

Sayın Bilici, buyurun. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye’de tüm kesimlerin sorunları her geçen gün artarak devam ediyor. İktidarın birikmiş pek çok meseleyi çözme anlayışı, deyim yerindeyse, tedavi amaçlı değil, pansuman niyetine yaptığı geçici çözümlerdir. Eğitimde, sağlıkta, adalette uyguladığı yanlış politikalarla vatandaşlarımızın hayatını çekilmez hâle getiren iktidar, bunlar yetmezmiş gibi her defasında emeklilerin canını yakmaya, onları huzursuz etmeye devam ediyor. Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti gündemden düşmüyor. İktidar ekonomiye yük gördüğü bu kesimin taleplerini kulağının üzerine yatarak duymazdan geliyor. Yaklaşık 600 bin çalışan EYT kapsamında emeklilik başvurusu yaptığı hâlde bekliyor, hak sahibi sayılan 200 bin kişi maaşını alamıyor. Eksik ve yetersiz çıkarılan yasa, borçları sebebiyle çaresizlik içinde kıvranan umutları ve yarınları kararan kitleler oluşturmuştur. İktidar tarafından yıllarca horlanan EYT’lilere seçim sürecinde verilen sözler tutulmamış, milyonlarca çalışanı etkileyen bu sorun kökünden çözülememiştir; mağduriyet üzerine yeni mağduriyetler oluşturuldu. 3 Mart tarihi itibarıyla emeklilik dilekçesini verenler dokuz aydır bekliyorlar. Yıllarca alın teri dökmüş, devlete vergisini ödemiş emekliyle uğraşmayın, emeklileri “çalışıyor” ya da “çalışmıyor” diye ayrıştırmayın; bunun yerine alım gücünü yükseltin.

Değerli milletvekilleri, Gelecek-Saadet Grubu olarak milletimize sözümüz var; Mecliste herkesin sesi olacağız, toplumun tüm kesimlerinin beklenti ve ihtiyaçlarını bu kürsüden dile getireceğiz. İktidar söylem ile eylem arasında tutarsız davranmaktadır. Sandığın göründüğü her seçim arifesinde, Sayın Erdoğan reddettiği tüm konularda geri adım atıyor. Daha önce defalarca EYT’lileri hedef alan Sayın Erdoğan “Seçim kaybetsem de yokum.” veya “çift dikiş” diyerek haklarını vermeyi reddetmişti. Ancak, seçim arifesinde hiç söylenmemiş gibi gerekli düzenlemeler yapılmış ancak eksik yapılmıştır.

Toplumun tüm kesimleri gibi emekliler de muhtaç hâle gelmiş durumdalar. Maaşlarını açlık sınırının altına düşüren iktidar 5 bin TL ödeme yaptı, malum yine eline yüzüne bulaştırdı, çalışan emeklileri bundan muaf tuttu. Şimdi yine çark edildi ve çalışan emekliye de 5 bin TL ödeme yapılacağı açıklandı. Yirmi bir yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz, size iktidarı veren millete bunu niçin reva görüyorsunuz? Milletten kepçeyle topladığınızı çay kaşığıyla zorla veriyorsunuz. Mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın haklı talepleri sivil toplum kuruluşları ve muhalefetin dile getirmesiyle çözüme kavuşuyor; iktidarın insafına kalsa toplumu kendine muhtaç bırakmak amacıyla herkesi aç bırakacak.

Sayın milletvekilleri, emeklilik konusu ve geçim sıkıntısı toplumsal bir yaradır. Türkiye’de nüfusun yüzde 98’i yani 83 milyon 750 bin kişi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Türkiye nüfusunun yüzde 60’lık kesimi de yani 51 milyon kişi maalesef hayatını idame ettirebilmek için açlık sınırının altında bir ücretle çalışma hayatına katılıyorlar.

Değerli milletvekilleri, EYT’lilerle ilgili taleplerin karşılanmasını, oluşan mağduriyete çözüm bulunmasını, velhasıl iktidar tarafından verilen sözlerin tutulmasını ve beklentilere cevap verilmesini istiyoruz. EYT’lilerin ve bizlerin talepleri şu şekildedir: 1) 5 bin iş günü ve hizmet yılını dolduran herkes beyan ettiğiniz üzere emekli olabilsin.

2) Kısmi emeklilik söz verildiği şekilde düzeltilsin.

3) Emekli olanların aylıkları hemen bağlansın, başvurular hızlansın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bilici, lütfen tamamlayalım.

MUSTAFA BİLİCİ (Devamla) – Bu gayeyle Meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyoruz. Unutulmamalıdır ki bir ülkenin itibarı vatandaşın refahıyla ölçülür.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Şimdi öneri üzerinde İYİ Parti Grubu adına Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’na söz veriyorum.

Sayın Türkoğlu, buyurun.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ne yazık ki bu iktidar sayesinde Türkiye, bir mağduriyetler ülkesi oldu. İnanın, biz burada hangi birini dile getireceğimizi de şaşırdık. İşte, bugün konuştuğumuz 600 bin civarında EYT mağduru da o mağduriyetlerden biri ve bunlardan daha başka mağduriyetler de var. Mesela, BAĞ-KUR tescil mağduriyetinden söz edeyim: 1982 ve 2000 yılları arasında devletin belirlediği yasal koşullara uygun olarak ticari faaliyetlerde bulunmuş, esnaf ve sanatkârlık yapmış mükellefler sigortalılık haklarına maalesef erişemiyorlar. Çaldıkları her iktidar yetkilisinin kapısı kapalı kapının ardında “haklısınız” ama sonuçta acımasızca yüzlerine kapanıyor. Faaliyetlerine başladıkları tarihten başlayarak da zorunlu olarak BAĞ-KUR kaydı oluşur ve BAĞ-KUR’lu sayılırlar. Aynı kanunun 26’ncı maddesinde de hak ve sorumluluklardan vazgeçilemeyeceği, aksine yeni hüküm konulamayacağı belirtilir. İşte sözünü ettiğimiz tescil mağdurları, bu kanuna göre sigortalılık koşulları oluştuğu ve sigortalı sayılmaları gerektiği hâlde kaydı bulunmadığı için sigortalılık haklarından mahrum. Hâlbuki kanunun aynı 26’ncı maddesine göre sigortalı sayılan BAĞ-KUR’lu esnafın hak ve yükümlülükleri için kısıtlama getirilemez. Yanlış anlaşılmasın, sözünü ettiğimiz bu tescil mağdurları sizden af, bağış ya da ilave hak istemiyor, kendi kazanılmış haklarını talep ediyorlar ve bunun devlete bir maliyeti de yok. Kapı kapı gezip tefeci faiziyle borç arayan Hükûmet, geriye dönük kimisinin 500 bin, kiminin 600 bin, kiminin 1 milyon TL ödeme yapacağı ve karşılığında 7.500 liraya emekli olabilecekleri bu hakları vermiyorlar ve bu konuda mağduriyetleri devam ediyor.

Diğer bir mağduriyeti de Emeklilikte Adalet Derneği EMADDER bunu yüksek sesle dile getiriyor. Bu konu kademeli emeklilikte 8 Eylül 1999 sonrasında SGK kaydı olan kadınlarda on yedi, erkeklerde yirmi yıl geç emeklilik mağduriyetiyle ilgilidir. Düşünebiliyor musunuz, sadece bir gün sonra yani 9 Eylül 1999 tarihi itibarıyla SGK kaydınız oluştuysa, kadınsanız tam on yedi yıl, erkekseniz tam yirmi yıl daha geç emekli oluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayalım.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) – Tamamlıyorum.

8 Eylül 1999 ve öncesinde SGK kaydınız varsa vaktinde ve avantajlı emeklilik hakkına sahip olarak şanslı oluyorsunuz. Soruyoruz: Adalet bunun neresinde? Bunu 43’ten başlayan ve takip eden yaşlara göre adil bir kademe düzenlemesiyle, bariz haksızlıkları giderecek türde yapmak gerekmiyor mu? Bu mağduriyeti gidermediğiniz sürece kul hakkına girmiş oluyorsunuz. Meclisin bu konuda bir kanun teklifi yapma gibi bir sorumluluğu bulunduğunu hatırlatıyor, Saadet Partisinin konuyla ilgili önergesini destekliyoruz.

Heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Türkoğlu.

Öneri üzerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na söz veriyorum.

Sayın Gergerlioğlu, buyurun. (HEDEP sıralarından alkışlar)

HEDEP GRUBU ADINA ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yakamda resmini taşıdığım, kalbimde hatırasını taşıdığım sekiz yıl önce Diyarbakır’da Dört Ayaklı Minare’nin dibinde hayatını kaybeden insan hakları savunucusu Tahir Elçi’yi rahmetle, minnetle anıyorum. O, vicdanlı, yürekli bir insandı ve tarihine, kültürüne sahip çıkıyordu ve tüm tehlikelere rağmen barış istiyordu. Rahmetlinin hatırasına son cümlelerini okumak isterim: “Biz bu tarihî bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz; savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz.” diyordu rahmetli Tahir Elçi; rahmetle, minnetle anıyorum.

Değerli arkadaşlar, önerge üzerindeki konuşmama geçiyorum. EYT sonunda ilan edildi ama yüz binlerce kişi bekliyor. Ya, 7.500 lira emekli aylığı alabilmek için yüz binlerce kişi aylardır bekliyor, el insaf! Açlık sınırının Ekim ayı itibarıyla 14 bin liraya vurduğu -Kasımda daha yüksek çıkacak, daha açıklanmadı- bir dönemde 7.500 lira emekli maaşını alamayan yüz binlerce kişi var; bir utançtır bu, emekliler isyan ediyor ama onları duyan yok. Yine, emekli olamadıkları için -yüz gün de geçti aradan- sağlık hizmeti de alamıyorlar. Yani emekli olmayı düşündü, başına bir sürü iş açtı, şimdi de sağlık hizmeti alamıyor, bekliyor. Yine, bakın, 5000 iş günü ve 3600 prim günü sözü vermişti Sayın Bakan. Ne oldu? Sözünde durmadı. İnsanlar bankalara gitti, kredi çekti, şimdi hacizlerle, icralarla boğuşuyorlar. 8 Eylül 1999’dan sonra çalışanlar ise büyük bir mağduriyete uğradı; bir gün geç çalışmaya başlayan bir erkek on yedi yıl sonra emekli olabiliyor -bir gün öncekine göre- bir kadın yirmi yıl sonra emekli olabiliyor. Hak mıdır bu? El insaf arkadaşlar! Kademe denen bir şey vardır, derecelendirme yapılsın, binlerce insan bize başvuruyor, “Olmaz böyle şey.” diyor; insanlar emeklilikte adalet dernekleri kuruyor ve “Olmaz böyle şey.” diyorlar. Yine, bakın, BAĞ-KUR emeklileri de sistem güncellenmesiyle ilgili bir gecikme…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gergerlioğlu, lütfen tamamlayalım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – …olunca hem ilave ödeme yaptılar hem de maaşlarını geç aldılar. Kadınlarda SGK öncesi doğum borçlanması yapılmalı, çocuklu anneler ve kadınlar da bu haktan faydalanmalıdır. Ben şimdi sorarım. Bakın, “Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa.” diyerek geldiniz, değil mi? Sonuç da şu hâl: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun en az 3 maaş alıyor ve daha bir sürü bürokrat kaç tane maaş alıyor. E, emekli aylardır 7.500 lirasını bile alamıyor, milyonlarca kişi bu durumda, çok büyük bir haksızlık var. Yani “Bu hak mıdır?” diye size soruyorum, buna bir cevap verilmesi lazım. Emekli büyük bir mağduriyet içinde. 7.500 demek ne demek arkadaşlar, bu çağda bu parayla geçinmek mümkün mü diyorum ve bir an evvel önlem alınması gerektiğini söylüyorum. Bu önergeyi de destekliyoruz.

Teşekkür ediyoruz. (HEDEP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Gergerlioğlu, teşekkür ediyorum.

Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Ayhan Barut’a söz veriyorum.

Sayın Barut, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA AYHAN BARUT (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bazen “çift dikiş” bazen “köpük” bazen “maliyet” diye horlandılar, “EYT kader değildir.” diye feryat ettiler; sonunda, sorunlarına çare arayan emeklilikte yaşa takılanlar için iktidar bir adım atmıştı ama atılan bu adımın da yetersiz olduğunu herkes görmüş oldu. Kendilerini kısaca “EYT mağduru” olarak tanımlayan milyonlarca kişi hâlen sorunlarına çare aramaktadır. Öncelikle, bilinmelidir ki EYT mağdurları kimseye yük değildir, ülke ekonomisine külfet değildir; aksine, bu insanlarımız alın terleriyle, büyük fedakârlıklarla ülkesi ve milleti için çalışmıştır ancak emeklerinin karşılığını alamamış, yasal hakları da ellerinden gasbedilerek büyük bir mağduriyet yaşanmıştır. Bugün gelinen noktada hakkı olmasına rağmen yüz binlerce EYT mağduru emekli olamamış, prim gün şartı dayatmasıyla bankalara borçlanmış, sağlık haklarından yararlanamamış ve yine mağdur edilmişlerdir. 8 Eylül 1999 tarihinden sonra işe giren insanlar, bir günle on yedi yıl daha fazla çalışmak zorunda bırakılmışlardır.

Tüm bunların yanı sıra, EYT mağdurlarının, 1999 öncesi ve sonrası emekli aylık bağlama oranları hesaplamasında, “ABO” olarak bilinen bu hesaplamada yapılan değişiklik sonucunda maaş tutarı üzerinden de çok ciddi kayıpları bulunmaktadır. Milyonlarca EYT mağduru hâlâ haksızlıkların bitmesini, sorunların çözülmesini beklerken iktidar oralı bile olmamaktadır. ABO katsayısının düşürülmesi sonucunda bile bugün milyonlarca emekli 7.500 lira maaşa mahkûm edilmiştir. Bu çıkmaz, muhakkak ki muhakkak son bulmalıdır.

Ekonomik, sosyal, kültürel talepleri görmezden gelinen, feryatları arşa ulaşan emeklilerin sorunlarına çare ararken iktidar üç maymunu oynamaktadır;  bu sorunları kendileri yarattılar. Ama çözüm için kıllarını bile kıpırdatmayanlar utanmalıdır.

Bakın, bu ucube yasal değişiklik nedeniyle insanlarımız hâlâ  mağdurdur, bu insanlarımız kademeli emeklilik hakkının verilmesi için de seslerini duyurmaya çalışıyor ama duyuramıyorlar. Bir iktidar sorun çözmek için çalışır, sorun yaratmak için değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Barut, lütfen, tamamlayalım.

AYHAN BARUT (Devamla) – Ama AKP iktidarı staj süresini de emeklilik hesabına dâhil edilmesi ve kademeli emeklilik hakkının tanınması için verdiğimiz tüm yasa tekliflerine karşı çıkıyor.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal hukuk devletidir, bunun gereği olarak mağdur olan EYT’lilere çare bulunmalıdır, aylık bağlanma oranları eski hâline getirilmelidir, EYT için borçlanan insanlarımıza mutlaka destek verilmelidir, EYT’lilerin yaşadıkları tüm sorunlar çözülmelidir, staj süresi ve kademeli emeklilik için yurttaşların taleplerine kulak verilmelidir, yüksek enflasyon, fahiş zamlar, artan vergiler, kiralar, faturalara katlanan girdiler için en düşük emekli maaşı en az asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır diyorum; bu önergeyi desteklediğimizi beyan ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi  sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Barut, teşekkür ediyorum.

Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili  Orhan Yegin’e söz veriyorum.

Sayın Yegin, buyurun.  (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ORHAN YEGİN (Ankara) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Gazi Meclisimizi ve onun temsil ettiği aziz milletimizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Kıymetli milletvekilleri, Saadet Partisinin vermiş olduğu önerge üzerinde grup adına söz almış bulunuyorum. Şimdi, partiler seçim dönemlerinde vatandaşın karşısına çıkarlar ve birtakım vaatlerde bulunurlar. “Ey vatandaşlarımız, ey milletimiz, bizi seçerseniz önümüzdeki beş yıllık hükûmet sürecimizde sizlere şunları şunları yapmayı vaat ediyoruz, taahhüt ediyoruz.” derler ve iktidara gelme yetkisini milletten alırlar ve iktidara gelirler, hükûmet olurlar, kabine olurlar ve bu beş yıllık süreyi tamamlayarak bu beş yıl içerisinde vadettikleri şeyleri vatandaşa sunmanın çabası, gayreti ve mücadelesi içerisinde olurlar.

Cenab-ı Allah’a sonsuz şükürler olsun, her seçim öncesinde vatandaşımıza ne vadettiysek bizi yetkilendirdiği, bizi yetkili kıldığı andan itibaren sürekli onları gerçekleştirmek için büyük bir mücadele ortaya koyduk. Büyük oranda, çok büyük oranda vadettiğimiz şeylerin önemli bir kısmını yerine getirdik, elbette getiremediklerimiz de oldu ama bunların ya konjonktürel nedenleri oldu ya bölgemize ilişkin sorunlar oldu yahut da bazı tabii afetlerle karşılaştık vesaire… Milletimiz bunların hepsinin takdirini yaptı ve yeniden yetkiyi Cumhur İttifakı’na, bizlere takdim etti.

Bir de AK PARTİ gibi partilerin seçim zamanı vadetmedikleri hâlde yaptıkları işler olur. Vaatleri arasında yoktur ama der ki: “Bunu yapmamız lazım.” Mesela nedir? KEY ödemeleri, konut edindirme yardımı ödenekleri, bunlar vatandaştan kesilmiştir ama vatandaşa bunların karşılığı verilememiştir. Devletin vatandaşa borcu olmaz diye hiçbir taahhüdü olmadığı hâlde o yardımları da ödemiştir aynı zamanda, beyannamelerinin arasında olmamasına rağmen. EYT de bunlardan biridir. Hükûmet hiçbir zaman EYT konusunu bir siyasi malzeme hâline getirmemiş, EYT üzerinden bir siyaset kurmaktan hep kaçınmış ve EYT konusunu hiçbir zaman gündemine alıp vatandaşa “Ben bu konuyu çözeceğim.” diye hiçbir seçim öncesi vaatte bulunmamıştır ama buna rağmen geldiğimiz noktada bu işi çözmek için hamdolsun bir adım atma imkânı doğmuş ve bu adımı atmıştır.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Vermeseydiniz, vermeseydiniz. Madem vaadin yoktu, vermeyecektin.

ORHAN YEGİN (Devamla) – Şimdi, bazı hatipler buraya çıktığında EYT’den dolayı bizi suçladı, ben onlara “Aşk olsun.” diyorum çünkü “EYT” dediğimiz sorunu ortaya çıkaran düzenleme daha AK PARTİ kurulmadan, doğmadan önce yani 8 Eylül 1990’da yapılan bir düzenlemeyle ortaya çıkmış bir durumdu. Yaş şartı ileriye alınmış, prim gün sayısı artırılmış, aylık bağlama oranları düşürülmüş ve birkaç maddeyi içeren bir düzenlemeydi, daha AK PARTİ hayatta yoktu, AK PARTİ ondan sonra Ağustos 2001’de kuruldu ve Kasım 2003’te de iktidar oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yegin, lütfen tamamlayalım.

ORHAN YEGİN (Devamla) – Efendim teşekkür ediyoruz.

Şimdi buna rağmen bu düzenlemeyi yaptık hamdolsun; 2 milyonun üzerinde vatandaşımız yararlandı. Emeklilik onların çalışmasına mani olmasın diye bir düzenleme ekledik; emekli olduktan sonra aynı iş yerlerinde çalışarak çalışma hayatlarına devam edebilmelerini teşvik eden bir düzenleme de yaptık. Bakın arkadaşlar, SGK’nin aylık bağlama sayısı, emekli aylığı bağlama sayısı yılda 450 bin civarlarında. 2 milyonun üzerinde emekli aylığı ekstradan EYT için bağlandı yani neredeyse SGK’nin bir yılda yaptığı emekli aylığı bağlama işlemi burada bir ayda yapıldı. Çok büyük işler oldu. Ha, bağlanamayan İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde müracaatı olduğu hâlde bağlanamayan, evet, hak eden insanlarımız var ama onun dışındaki 77-78 ilde hiç böyle bir sorunumuz yok, hepsi bağlanmış durumda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Devamla) – Ankara, İstanbul ve İzmir’de bağlanamayanlar da merak etmesinler ne zaman müracaat emişlerse hak ettikleri günden sonra, o günden sonrasına ilişkin hiçbir hak kayıpları yok hatta şu 5 bin lira ek ödemeyi bile, eğer aylığı bağlanmamışsa merak etmesin, bağlandığı gün onu da hep beraber alacak; mağduriyetlerini gidere gidere geliyoruz. “Türkiye mağduriyetler ülkesi.” dedi, aşa aşa geliyoruz inşallah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)”

Önergenin gündeme alınması, görüşmelerin ardından yapılan oylamada iktidar cephesinin oylarıyla reddedildi.

Yorumlar