Bugünkü basın toplantımıza başlıyoruz Bugün yine gündeminizde önemli konular var malum Bir hafta boyunca çok Önemli bir konuyu konuştu dünya. Yeni Zelanda’da ki camiye saldırı çok vahim bir saldırıydı. Şiddetle kınıyoruz. 50 civarında ölü ve onlarca yaralı var. BU olayı kınamayan olamazdı derken maalesef bu olayı sahiplenenlerde oldu. Bu olayı iç siyasete alet etmek son derece nahoş bir olay kabul edilemez bir olaydır Yeni Zelanda’da Hristiyanlar camilerin etrafında Müslümanlar namaz kılarken onların arkasında durarak bir koruma yapmaya çalışıyor. Türkiye’de cumhurbaşkanının miting meydanlarında bu meseleyi iç siyasete alet etmesi son derece üzüntü verici bir tavırdı. Mesele Bir Hristiyan Müslüman çatışması değildir mesele İster Hristiyan olsun ister Müslüman olsun faşizan eğilimler arasındaki bir çatışmadır.  Kesinlikle bu menfur olay kimlik çatışması şeklinde lanse edilmemelidir değerli arkadaşlar.

Ceza evleri konusuna değineceğim malum cezaevlerinde açlık grevleri devam ediyor Leyla Güven 130 günün aşkın bir zaman içerisinde açlık grevlerine devam ediyor. Tahliye olduktan sonra da devam etmektedir. 300’ü aşkın mahkûm açlık grevlerine devam ederken Şu anda 1 Marttan itibaren tüm mahkûmlar açlık grevini 7000 civarında açlık grevine katılım vardır. Bu son derece vahim bir gelişmedir. Türkiye’de açlık grevleri şu anda çok çok önemli bir konudur. Bu hafta içerisinde bir mahkûm açlık grevleri esnasında hayatını kaybetmiştir.  İktidarın konuya duyarlı olması gerekirken hiç umursamadığını görüyoruz. Ancak bu insanlar adalet ve Barış’ın gerçekleşmesi için tecridin kaldırılması ve Türkiye de konuşmanın önünün açılması için  açlık grevlerine devam ediyorlar Türkiye de cezaevlerinde gerek tahliye olan Leyla Güven Galler’de, Hevler’de Strazburg’da bir çok yerde binlerce kişi açlık grevlerine devam ediyor. Bu konu üzerinde mutlaka durulması gerekir. İktidarın açlık grevleri konusunda gereken adımları atması gerekir.

Ayrıca bu hafta içerisinde o halde KHK zulmü dolayısıyla 2 kişinin genç yaşta yakalandığı kanser hastası hastalığı sebebiyle vefat etmiştir. Diyarbakır’da Salim OKUR 45 yaşında KHK sonrasında yakalandığı kanser sonucu Aşırı stres ve üzüntüden dolayı vefat etmiştir. Manisa Turgutlu’da Bekir GÜRÇAN isimli KHK’lı bir öğretmen daha yine genç yaşta KHK sonrası Aşırı stres ve üzüntüden dolayı kanser hastalığından vefat etmiştir kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz bu iki KHK’lı arkadaşımıza, çünkü biz bu olayların boşuna olmadığını biliyoruz.  KHK’ların toplum üzerine bir Karabasan gibi çöktüğünü ve insanları adeta bir kırıma uğrattığını ve genç yaşta ölümlerine neden olduğunu çok iyi biliyoruz değerli arkadaşlar cezaevleriyle ilgili yoğun bir gündemimiz olacak bugün gözaltında cezaevleri önemli bir konu bu niye bizim konumuz oluyor. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi insan hakları inceleme komisyonu görevini yapmıyor. Cezaevleri konusuyla ilgili çok büyük sıkıntılar olmasına rağmen gereken adımları atmıyor. Cezaevleri ziyareti yapmıyor. Bu konuda komisyon üyesi olarak görev bize düşüyor ve kamuoyuna cezaevi sıkıntıları ve gözaltı olurken ki sıkıntıları aktarma ile görevli hissediyoruz kendimizi. Malum gözaltılar ve yargılanmalar esnasında son derece önemli sıkıntılar yaşanıyor.

Mesela bir gözaltı esnasında yaşanan bir darp hadisesini gündeme getireceğim KHK’lı bir öğretmen günlerce haftalarca aylarca işimi geri istiyorum eylemi yapıyor Nazan Bozkurt Ankara’da             Yüksel’de işimi geri istiyorum maalesef gözaltına alınırken ağır bir darp ediliyor. Sorgusuz sualsiz işinden ihraç edilen ve yargı Yolları kapatılmış insanlar işimi geri istiyorum dediğinde maalesef ağır şekilde darp edilerek gözaltına alınıyor. Nazan Bozkurt elindeki resimde Elmacık kemiği kırılmış durumda ve gözünü her an kaybedebilir. Çok ağır bir travmaya maruz kalmıştır. Bu travmaya sebep olan polis memuru hakkında maalesef mahkeme takipsizlik kararı veriyor. Türkiye’de yargını halini resmeden fotoğraftır çünkü yargı siyasallaşmış durumda yargı bağımsız değil yargı adalet dağıtmıyor. Yargı taraflı kararlar veriyor. Şiddetle bu hali kınıyoruz arkadaşlar. Yine dün vahim bir karar alındı Çağdaş Hukukçular Derneğine bağlı avukatlar cezaevindeydiler tutukluydular ve haklarında alınan kararlar maalesef çok ağır kararlar oldu bu avukat arkadaşlarımız sadece ve sadece savunma görevini yapmıştır savunmalarından dolayı tutuklanmışlardı. Haklarında ağır cezalar verildi dünkü mahkemeyi de takip ettiğimde eşi benzeri görülmemiş bir yargılama yapıldı. Savunma yapmalarına bile fırsatı verilmedi. Türkiye’de yargının tamamen siyasallaştığını bir kıyım makinesine döndüğünü bu vesileyle tekrar görmüş olduk.

Yine gözaltında neler oluyor Başörtüsü çıkarma hadiseleri yoğun bir şekilde yaşanıyor. Hemen her emniyet müdürlüğünde gözaltına alınan başörtülü kadınların başörtüleri çıkarılıyor. Mahremiyet ilkesine dikkat edilmiyor. Erkeklere saçlarını göstermek istemeyen kadınlar oradaki görevliler tarafından görülebiliyor ve rencide ediliyorlar. Mahremiyet ilkesine dikkat edilmiyor. bir çok gözaltına alınan veyahut serbest bırakılan kadınlar tarafından bu şikayetler bize iletiliyor. Yurdun dört bir tarafında emniyet müdürlüklerinde Mahremiyet ilkesine dikkat edilmiyor ve yönetmelikte de olmayan keyfi bir uygulama olan başörtülerin hanımların başlarından çekilip alındığını biliyoruz. Maalesef bu üzücü hadise halen devam ediyor. BU konuda da yasaya uygun bir açıklama yapan maalesef yok.  

Biraz evvelde Ankara 21 Ağır Ceza Mahkemesi’nde Profesör Doktor Fikret Başkaya mahkemesindeydim. Fikret Başkaya Hoca ülkemizin yetiştirdiği hoca entelektüel de düşünce adamıdır ve yazdığı bir yazıyı anlayamayan bir savcıyı hazırladığı iddianame sonucu yargılanıyor gerçekten çok üzüldüm kendisi devlet adına yapılan hukuksuzlukları anlattığı bir yazıda güya terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanıyor. Gerçekten bu böyle değil bir örgüt propagandasından uygun olmamasına rağmen yazıyı anlamayan bir savcı tarafından terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanıyor. Ülkenin enerjisi boşa harcanıyor. Maalesef düşünce insanlarının elde entelektüellerin yazdıkları yazıları anlama yani saldırıların yazdıkları iddianamelerinde mahkemeler boşuna meşgul ediliyor. Düşünce özgürlüğü şu anda ayaklar altında siyasi iktidarın istemediği sözleri söyleyenler anın da mağdur ediliyorlar mağdur edilenler bir değil muhalif olan muhalif görünen herkes mağdur ediliyor.

Askeri öğrencilerin sıkıntılarını yoğun bir şekilde gündeme getiriyorum cezaevindeler ve müebbet hapse mahkum edilmiş durumdalar 260 civarında askeri öğrenci müebbet hapse cezalandırıldı Adil olmayan mahkemede yargılandı. Ayrıntılı bir şekilde tetkik ettik ve bu öğrenciler darbe yapabilecek konumda da değiller. Askeriyeyi bilenler bilir böyle bir durumda böyle bir mevzuat da mümkün değil Ancak 20 yaşındaki çocuklar yargısız infazla müebbet hapis verildi. Aileler perişan durumda. bu kabul edilecek bir durum değil bunun ancak tekrar yargılamayla giderilmesi gerekiyor Adil Yargılamayla amacıyla bu kararlardan vazgeçilmesi gerekiyor Bunun için bunu Türkiye’nin vicdanlı kabul etmiyor. Evet diğer konularımıza da değinelim cezaevleriyle ilgili münferit bazı olaylarımız var. Bunlarda değinmemiz gerekiyor. Bir çok cezaevinden şikâyet geliyor. Hatta TBMM insan hakları inceleme Komisyonundan Bana daha çok talep geliyor. Dilekçe geliyor Biz de Elimizden geldiği kadarıyla tüm bakanlıkları tüm kurumları komisyonları harekete geçirmeye çalışıyoruz Ancak devlet nezdinde büyük bir durağanlık atalet iş yapmak istememezlik hali mevcut. Bu kabul edecek bir durum değildir yargı şu anda çökmüş durumdadır Adalet Devletin temel olmasına rağmen maalesef mahkemelerde adalet dağıtılmıyor büyük bir hukuksuzluk var. Gittiğimiz seyrettiğimiz tüm mahkemelerde gerçekten vicdansız sızlatan Görüntüler insanlar adil olmayan siyasi yargılamalar var uzun süreli mahkumiyetler sonucu mahkum ediliyorlar. ardından da haddinden fazla doldurulan cezaevlerinde binlerce insan hakları ihlaline uğruyor görevliler onları değersiz varlıklar olarak görüyor ve her türlü insan hakları ihlalinin yapılabileceği kişiler olarak görüyor. Bakın ben size bu konuda bazı örnekler vermek istiyorum.

Mesela Yozgat cezaevinde diyor ki bir başvurucu haftada 1 olan bir telefon görüşmesi telefon bozuk nedeniyle, 2 haftadır olmadı. Onlar yapılacak dendi diğer daha ağır sıkıntılar çekenlerin yanında bunu dile getirmek istemiyorum fakat birbirlerinden telefonla haber alabilen isteyen insanlar olunca 4 ay geçti hala durum devam etmektedir. diye bir mesaj geldi bize.

 Gerçekten bu çok önemli cezaevlerinde hürriyeti kısıtlanmış insanlar için telefon görüşmeleri son derece önemlidir bu hakkın hoyratça gasp edilmesi gerçekten insanlara yaralayan bir durum. Maalesef Türkiye’de yüzlerce tutuklu hücrede şu anda mevzuata aykırı bir şekilde hücrede yüzlerce tutuklu var. Normalde mevzuata göre 20 günden fazla 1 kişiyi hücre de tutamazsınız ancak 25-26 aydır tek kişilik hücrelerde kalan 100 lerce kişi var Bunlar yasaya hukuka aykırı bir şekilde tutuluyor. Tek kişilik  oda olduğu söyleniyor. ancak bir kişi 24 saat ve aylarca Bir hücrede nasıl kalabilir bunun açıklamasını yapılması gerekmektedir. Bu gerçekten insan haklarına aykırı bir durumdur kitabına uydurarak insanları tek kişilik hücrelerde tutmak insan haklarına aykırıdır bu insanları cezaevlerinde tutuyorsunuz bir de tek kişilik hücrelerde aylarca tutuyorsunuz. Buralarda çıldırmamak elde değil.

Bakın bununla ilgili bana gönderilen Bir iletide ailenin dramı anlatılıyor yüksek yargıç bir kişinin kızı bana bu mektubu yazmış. eski HSYK adaylarından Ayşe Neşe GÜL’ün ve eski cumhuriyet savcısı Cevat Gül’ün kızıyım.  Anne baba tutuklulukları hakkında ki duyarlılığınızdan dolayı yazıyorum 15 Temmuz gecesi Annem babam ağabeyim ile yaptığımız yurt dışı gezisi sebebiyle yurt dışındaydık sonrasında çıkartılan açığa alınma listesiyle annem ve babamın açığa alındığını öğrendik. Ve gecikmeden gelen gözaltı kararlarıyla abimle beraber altımızda araba vardı ve yurt dışında tanıdıklarımız olmasına rağmen ülkemize geri döndük. Kapıkule Sınır kapısından giriş yaptıktan sonra Annem ve Babam gözaltına alındı ertesi gün tutuklandı. Elleri kelepçeli videolar ve haberler yayınlandı.  Kameralarda elleri kelepçeli bir şekilde fotoğrafları yayınlandı babam Silivri’ye Annem Düzce’ye gönderildi. Gönderildi. O günden sonra hiçbir gerekçesi olmadan hukuksuz bir şekilde Düzce Başsavcısı görüş yasağı koydu ve annemi 6 ay boyunca göremedim. Annem ve babamla görüşemedik. Anneme aylarca kıyafet veremedik.  Anne ve babama kıyafetlerini kış aylarında yazlık kıyafetler ile adi suçluların yattığı bir hücrede geçirdi. Sonrasında Kandıra Cezaevi’ne sevk edildi. Görüş yasağı kalktı. 32 aydır tutuklular, ve sadece 2 duruşmamız oldu  3’üncü duruşmamız ise Mayıs’a ertelendi bakın Bunlar olacak şeyler değil değerli  arkadaşlar. 32 aydır tutuklu hücrede ve ancak 2 duruşma yapılmış kış aylarında yazlık kıyafetler ile cezaevinden bulunuyor. Babam hala Silivri de hücrede kalıyor. Abim 20 yaşında cezaevleri görüşlerini aksatmamaya çalışıyor. Sürekli devamsızlık yaparak üniversite kazandı. Ben 17 yaşındayım. Aynı şekilde görüşlere ve duruşmalara giderek üniversite sınavını hazırlanıyorum. HSYK seçimlerinde annemin az farkla kaybetmesi 2014 yılında dönem ortasında tayinimiz Edirne’ye çıktığından ve ben buradaki eğitimime devam ettiğimden 75 yaşındaki çeşitli hastalıkları olan anneannem ile birlikte Edirne’de yaşıyorum. Babamın ailesi Trabzon’da köyde yaşıyor. Babaannem yine çeşitli hastalıkları var 78 yaşındaki felçli dedemin bakımını üstlendiği için yanından ayrılamıyor babaannem yıllardır babama hasret ve bakıma muhtaç yaşıyorlar hiçbir gelir kaynağımızın olmayışı ailenin her ferdinin farklı şehirlerde ve yurt dışından gelerek teslim olmalarına rağmen kaçma gerekçesi ile tutuklu yargılanıyor. Bize gerçekten maddi manevi büyük zorluklar çıkartıyor. Hukuksal süreç devam ettiğinden daha ne olacağını belirsiz. Daha bu yaşta yaşayabileceğim tüm zorlukları yaşıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Benim gibi bir sürü çocuk ve aile var ve bizden yardım bekliyor. Bizde onun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki sesi oluyoruz ve yetkileri bunu iletiyoruz. Ve bu tamamen maksatlı ve gayri adil yargılamanın bitmesini ve adaletli bir yargılama olması ve cezaevleri koşullarının insan haklarına uygun olması gerektiğini söylüyoruz.

Yine bir anne baba tutukluluk hali mesela bir başka örneğimiz; Şanlı urfa Ceylanpınar’dan Şeref ATAY bize bir ileti göndermiş, çok üzücü bir durum. Diyor ki kızım Ayşe Demir Şanlı Urfa Hilvan cezaevinde damadım Beytullah DEMİR Diyarbakır cezaevinde, bakın anne ve baba ayrı cezaevlerinde 3 tane çocuk var bir tane çocuk 15 aylık 2 yaşında 7 yaşında çocuklar annenin yanında değiller. Dedenin yanında kalıyorlar çocuk bu esnada emzirmeyi kesmiş. Daha henüz anne sevgisini ve bakıma muhtaç olan 3 çocuğundan biri olan Taha Bera DEMİR gelişimi anne üstünden de mahrum durumda psikolojik olarak gelişimlerini ebeveyn yokluğundan ve anne ilgisinden mahrum benim özellikle psikolojik durumları çok kötü diyor. 2018 yılının 9’uncu ayın 12’sinden beri tutuklular bu konuyu gündeme getirmenizi istiyorum diyorlar. Her gün anne baba tutuklukları ile ilgili çok trajik vakalar geliyor. Olaylar geliyor. Anne baba ve tutukluluklarında çocukların da cezalandırılması kabul edilebilecek bir hadise değil. Yağmur gibi yağıyor. İnanın ki çok çok kötü anne baba tutuklu aile facialarına ve dramlarına çocuklarının psikolojisinin bozulmasına yol açacak biz elimizden geldiği akdarıyla bunu gündem edeceğiz bu konuda mutlak surette bir gelişme olacağına adalet bakanlığı yetkililerine de iletmiş oluyoruz.

Silivri 2 nolu cezaevinde sıkıntılar var görüşlerde yan yana gelme sıkıntıları var. Görüşlerde yakınlarınızla yan yana oturmak elini tutmak istiyoruz eşinizle yan yana oturmanız bile yasak kabul edilebilecek bir davranış değil, tamamen keyfi davranışlar bunlar. Mesela Siverek T tipi cezaevinde Şerif MESUTOĞLU ölüm orucunda. Bu da oldukça itiraz edilen mahkûmiyet sonucunda cezaevinde olan kişiyle ilgilidir. Kaymakam Muhammed SAFİTÜRK’ÜN katili olarak ceza verildi. Ancak ben katil değilim diyerek ölüm orucuna başladı. Kesinlikle kendisinin yargısız infaz ile mahkum olmaya sevk edildiğini söylüyor. Mesai arkadaşı olan kaymakamı çok sevdiğini ve kesinlikle hiçbir delilin kendisini katil olarak göstermeyeceğini bu da son derece sıkıntılı bir vaka. Ve gerçekten ayrıntılı bir şekilde tetkik edilmesi gerekiyor. Aile tamamen perişan. Adil bir yargılama olmadan suçsuz günahsız çocuklarının katil olmadığını iddia ediyor. Mahkum Şerif MESUTOĞLU şuan da Siverek’te açlık grevini de geçin. Ölüm orucunda bakın.

 Yine çok vahim bir vaka Anne tutukluğuyla ilgili Emir Öz Denizli T tipi, Yakınları bizimle iletişime geçmiş kızlar Emir Öz cezaevinde diyor. 26 aydır tutuklu 5 yaşında bir oğlum var 9 yıl sonra tedavi ile dünyaya geldi. tam tahliye oldu derken Baba bunu söylüyor Annesi Emir Öz tutuklandı Denizli cezaevinde durmadan çocuk annesini soruyor yaşlı annene naşi, ve babası olarak ben çocuğa bakmak için uğraşıyoruz. ama beceremiyor Çocuk ağlıyor Biz de ağlıyoruz bu kişinin suçu olarak bir kurumda öğretmenlik yapması gösterilmiş böylesine gayri adil yargılamalarda aileler Perişan ediliyor.

Bakın bir başka vaka Mukadder ALAKUŞ Eskişehir H Tipi Cezaevi 7 AYDIR tutuklu fakat burada da kendisi kronik eklem romatizması ve ciddi ilaçlar kullanıyor ancak ilaçların kullanımı hakkında tarif yapılmamış. ilaçları kullanırken mide ağrısı yapmış hapishane Buna bir çare bulamıyor kişi ilaçları yanlış bir şekilde kullanıyor vücuduna zarar veriyor. Mukadder ALAKUŞ Eskişehir H Tipi Cezaevi.

Bir başka Vaka İzmir Aliağa kadın Kapalı Cezaevi bakın yakınları aktarmış Annem 32 aydır haksız bir şekilde tutuklu havalandırmanın üstünü 2 kat telle kapalı ve tellere elektrik vermişler. Ve Akşam olunca elektrikli telleri ıslatıyorlar. Görebilecekleri bir gökyüzü var. Yazıktır Günahtır Kuşlar konuyor Tellere ölüyorlar diye bir de şikâyetin iletmiş maalesef bunu Sincan cezaevi ziyaretimiz de gördük. Bunu gören tek bir alan olan avlunun üstündeki alanın tel örgülerle kapatılması çok üzücü gökyüzünü görmelerini bile engel olan bir mekan olmuştur cezaevleri taciz iddiaları oluyor mesela bazı cezaevlerinden taciz Sarıgül infaz koruma memuru kaba hoyrat davrandığı yönünde çok şikayetler alıyoruz. buradan ceza Tevkif Evleri ne iletiyorum Bu çalışanların çalışırken eğitilmesi gerekiyor çalışan personel sayısının artırılması gerekiyor burada çalışan kişi sayısı 3 iken daha fazlaya çıkarılması gerekmektedir ancak personel noktasındaki sıkıntı devam ediyor.

 Batman cezaevinde de sıkıntı var çok kalabalık cezaevlerinden birisi koğuşlar oldukça kalabalık mahkum yerde yatıyor tuvaletin aylardır yatan mahkumlar var.  ekonomik sıkıntılardan dolayı yemekler yarım porsiyon veriliyor insanlar doymuyorlar bunu çok cezaevinde şikâyeti alıyoruz. sıcak su ve 2 saat veriliyor

 yine bir başka vahim vaka  Ayhan Işık bir yazar tutuklu yargılanıyor ve Yargıtayca onanmamış bir hükmü de var 15 yıl hüküm verilmiş Tutuklu ve 2 yıldır tek kişilik hücrede kalıyor. Nerde, Ardahan’da zaten bir trafik kazasında böbreğini ve dalağını kaybetmiş bir kişi hücrede tutulan kişi Dalan kaybedilmesi vücudun bağışıklık sistemi hakkında son derece önemlidir dalağını kaybeden insanların son derece düzenli yaşaması lazım böbreğini kaybeden insanların çok dikkatli yaşaması gerekiyor ama bu insan 2 yıldır hücrede sağlık şartlarına dikkat edilmiyor aynı kazada 4 yaşındaki kızını da kaybetmiş bu kişi ve hücrede 2 yıldır bulunuyor ve hücrenin durumu da son derece kötü Ardahan’ın soğuğunu da biliyoruz hücrenin camı 20 aydır kırık ve tamir edilmiyor hücreye konulduğunda bu kişi 74 kilo idi şu anda 54 kiloya düşmüş aylardır ailesinin bulunduğu ile nakil olmak için dilekçe veriyor Bu da uygun bulunmuyor. bir insana cezaevinde yapılabilecek en ağır ihlaller yapılıyor ailesinden uzak iki yıldır hücrede sağlığı bozuk bir insanın hücrede daha çok sağlığı bozuluyor camı kırık bir ortamda ve 74 kilodan 54 kiloya düştü Tabii bu ortamda sağlığını tamamen kaybetmemesi mümkün değil.

Yine başka bir örnek Dinar Cezaevi’nde eşiyle yan yana oturmama konusunda çok baskılar olduğunu söylüyorduk bakın Siz de insani 1 gram Dinar Cezaevi’nde yaşanmış görüşten çıktık diyordu kireç gibi olmuş. Ne oldu dedim?  eşine sarılmış gardiyan gelmiş eşinin sarılan kadına Herkesin içinde bağırmış eşini bir daha görmek istiyorsan sarılmayacaksın ve bu kişilerin şikayetleriyle maalesef tutuklu yakınları cezalandırılabiliyor.

Yine Cemil DİLBER  Dinar Cezaevi Bu da Çok vahim bir Hadise ziyaretçisi ile görüşürken kapalı görüşte kalp krizi geçiriyor. Belki bir duygusal an yaşanmış ki hastaneye götürülüyor Anjiyo yapılıyor hasta tekrar cezaevine götürüldü bu insanın hastanede tutulması gerek koğuşta tekrar fenalaşıyor ölmek üzere oluyor, tansiyonu düşüyor herkeste telaşlanıyor kapılara vuruyorlar Zillere çok basıyorlar infaz koruma memurlarının çağırıyorlar ve hastaneye gidiyor Kısa bir süre sonra tekrar cezaevine gönderildi durumu oldu söyleniyor bu kişi tekrar Cezaevine gitmemesi gerekiyor.  Acile müracaat  etmesi gereken sağlık sıkıntısı topolojisi yaşamış tekrar cezaevine giderse oldukça sıkıntılı bir durum ortaya çıkabilir. sağlığını tamamen stabilleşmesi gerekiyor.

Bakın Harun Reha Ataç 13 aydır Tarsus cezaevinde ve annede hasta anne babasıyla 7 yaş oğluyla beraber kalıyor çok üzücü bir şekilde kocası tutuklu olan bir kadınla Anne babasına bakıyor bize de 7 yaşındaki oğlu kanser olmuş Bir de böyle bir acıyı yaşıyor Çocuk babasının fotoğrafına bakıp ağlıyor her gün iyileşmek ve babasına gitmek istiyor.  Böyle bir durumda babanın tahliye edilmemesi ne kadar insanidir herkese soruyorum Anne diyor ki şu anda oğlumun babasına çok ihtiyacım var çok çaresiz diyerek bizden yardım talep ediyor ve mutlaka bunları Gündem etmek zorundayız.

İzmir Aliağa kadın Kapalı Cezaevi biraz evvel vakayı aktarmıştım.

Bir başka hasta tutuklu Keskin Cezaevi Mehmet Tokdemir Mahkemesi sürekli ertelenen aylardır cezaevinde kalan kanamaları var şiddetli Ağrıları var kolonoskopi istemiş doktor mayıs ayının sıra vermiş sonucun kötü gelmesinden endişeleniyor. Bu kolonoskopi sonucu kanser çıkabilir ne kadar gecikirse tedavi o kadar olumsuz seyreder Mehmet TOPDEMİR in bir an evvel kolonoskopiye gitmesi gerekiyor sakın Bunlar bizler için bireysel olarak basit vakalar olarak gözükebilir fakat bir insanın hayatıyla ilgili son derece sıkıntılı durumlardır Eğer bizim de Elimizden gelen bir şey varsa yapmak zorundayız değerli arkadaşlar Tokdemir’in geç sevkini mutlaka giderilmeli ve bir an evvel gereken işlem yapılmalıdır.

Değerli arkadaşlar basın toplantısı bitirirken son olarak ir konuya değinmek istiyorum Bu konu cezaevleriyle ilgili değil ancak İçişleri Bakanlığı ile il bir aydan fazladır gündeme getiriyorum. Türkiye’de bir aydan fazladır Şubat ayında etkisi oldu insanlar kaçırılıyor birileri tarafından kaçırılıyor çeşitli değişik şekillerde kaçırılıyor kimisinin ailesinin yanından alınarak kaçırılıyor Kimisi yalnızken kaçırılıyor ama 6 kişi kaçırıldı Geçen hafta 5 kişiydi 16 kişinin haberini veriyoruz çünkü 6’ya yükseldi Bu konuda bize şikâyetler geliyor bir insan hakları savunucusu olarak aileler bize dönüyor ve şikâyetlerini iletiyor bakın Gökhan Türkmen 42 gündür kayıp kaçırılma kendisinden Hiçbir haber alınamıyor Mustafa Yılmaz 31 gündür arkaya 37 gündür Yasin uzan 37 gündür Erkan Irmak 33 gündür Salim Zeybek 29 gündür kayıp arkadaşlar kendilerini resmi görevli polis olarak tanıtan kişiler tarafından alındı. Çoğu kişi ve hiçbir açıklama yapılmıyor Eğer ki diyelim ki bu kişiler kendilerini polis olarak tanıtıyor veya Haydut olarak tanıtıyorsa o zaman kamu yetkililerinin mutlaka mobese kamera kayıtları bu kişileri bulması gerekiyor Bu da yapılmıyor aileler her yere başvuruyor. Başsavcılıklarına kolluk görevlilerine birleşmiş milletlere insan hakları derneklerine bir de bana başvuruyorlar bizde feryat ediyor sosyal medyadan da gündeme getiriyoruz her nedense Bu kişiler hakkında Olumlu ya da olumsuz hiçbir açıklama yapılmıyor bir hukuk devletinde olmasının mümkün olmayan bir Hadise yaşıyoruz inanılmaz bir şey yaşıyoruz ve bu duymak istemeyen görmek istemeyen hissetmek istemeyen yetkili tavrına karşı da kabullenemiyorum kabullenmiyoruz kabullenemiyorum ve bunları sürekli gündemde tutacağım Bu kişiler nerede bunun açıklamasını bekliyorum diyorum. Değerli arkadaşlar bugün basın toplantımız bu kadar bizde soracağınız sorular varsa alabiliriz Yoksa da basın toplantımızı burada bitirelim katıldığınız için hepinize teşekkür ederim saygılarımı sunarım.

YouTube

Yorumlar