4 Ocak 2023

medyascope – Sahra Atila

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ imzasıyla “Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler” başlıklı genelge yayımlandı. Bu genelge ile başsavcılıklar bu durumdaki tutukluların talebi olmaksızın sağlık durumları ile ilgili resen tespit işlemi başlatabilecek. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile genelgenin ortaya çıkış sürecini ve ayrıntılarını konuştuk. Samimi bir adım olmadığını söyleyen Gergerlioğlu, genelgenin eksik yönlerini anlattı.

Hasta tutuklu ve hükümlülerin ölümleri 2022’de de tartışma konusu olurken, 28 Şubat davasında ömür boyu hapis cezasına çarptırılan emekli Korgeneral Vural Avar’ın 21 Aralık 2022’de cezaevindeki ölümü tartışmayı yeniden alevlendirdi. 85 yaşındaki Avar’ın uzun süredir demans hastası olduğu biliniyordu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avar’ın ölümüyle ilgili, “Sayın Cumhurbaşkanımız Vural Avar’la ilgili özel af yetkisini kullanmak istediğini bana söyledi ve süreci başlatmamızı da istedi. Biz merhum Avar’a bu dileği ilettik. Çünkü müracaat etmesi gerekiyor sürecin başlaması için. Fakat başlangıçta müracaat etmedi. Rahmetli oluşundan, yani çok az bir süre önce müracaatı oldu. Biz hemen işlemleri başlattık. Ve süratle işlemleri tekemmül ettirmeyi sürdürürken bu arada rahmete kavuştu” açıklamasını yaptı. Bakan Bozdağ imzasıyla “Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler” başlıklı genelge 3 Ocak’ta yayımlandı. Başsavcılıklara gönderilen genelgeye göre, cumhurbaşkanının, Anayasanın104’üncü maddesi kapsamında cezaları hafifletme veya kaldırma yetkisine ilişkin işlemler hükümlülerin talebi olmadan resen başlatılacak.

  • Hükümlülerin durumunun sürekli hastalık, sakatlık veya kocama hali olup olmadığının teşhis ve tespiti için tam teşekküllü bir devlet hastanesi sağlık kuruluna sevk edilmesi.
  • Hükümlüye tam teşekküllü devlet hastanesinden sağlık kurulu raporu alındıktan sonra evvelce verilmiş tüm tetkik ve raporlar da talebine eklenerek, hükümlünün durumunun sürekli hastalık, sakatlık veya kocama hali olup olmadığının teşhis ve tespitine ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan bilimsel ve teknik görüş istenilmesi
  • Adli Tıp Kurumu’na görüş için gönderilen evrakın tasdikli birer örneğinin cumhuriyet başsavcılığındaki dosyasında saklanması,
  • Hükümlünün, muayenesi istenmedikçe ve muayene için gün alınmadıkça bulunduğu yer ceza infaz kurumundan Adli Tıp Kurumu’nun bulunduğu yer ceza infaz kurumuna sevk edilmemesi,
  • Adli Tıp Kurumu’nun hükümlüde bahsedilen hastalıkları tespit etmesi halinde ilgili evrakın derhal Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi
  • Adli Tıp Kurumu’nun hükümlüde, “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama” hallerinin bulunmadığına dair teşhis ve tespiti durumunda sadece kurumun bu teşhis ve tespitini içeren görüşü ile sağlık kurulu raporunun onaylı bir örneğinin Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi,
  • Hükümlünün veya kanuni temsilcisinin talebinden vazgeçmesi ya da cumhuriyet başsavcılığı tarafından resen başlatılan işlemleri reddetmesi halinde cezaların hafifletilmesi veya kaldırılması işlemlerinin sürdürülebileceği hususunun değerlendirilmesi,
  • Hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan tutuklu yönünden cezaların hafifletilmesi veya kaldırılması işlemlerine tevessül olunamayacağından, bu şekilde talebin tahliye işlemi mahiyetinde kabul edilerek gereğinin mahallinde takdir edilmesi…

Gergerlioğlu: “Biz söylerken Adalet Bakanlığı’nın umrunda değildi”

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, hem anneleriyle birlikte cezaevinde kalan çocukları hem de hasta tutuklularla ilgili haberleri sürekli gündeme getiriyor ve bu konuları Meclis’e de taşıyor. Bir hak savunucusu ve hekim olarak yıllardır bu tip dosyaları takip ettiğini söyleyen Gergerlioğlu, hasta tutukluların cezaevindeki koşullarının daha da kötüye gittiğini ve bu sırada onlarca kişinin hayatını kaybettiğini söyledi:

“İnsan hakları savunucuları bunu yıllardır söylüyoruz. Biz söylerken Adalet Bakanlığı’nın umrumda değildi. Bir hekim ve hepsinin dosyasını incelemiş biri olarak söylüyorum, hepsinde gecikmiş teşhisler, tedaviler, infaz erteleme başvuruları ve verilmeyen infaz ertelemeler vardı. Beş kez verilen infaz ertelemeler var. Ve aylar geçiyor, dışarıda alacağı tedavi alamayan hastaların durumu iyice kötüleşiyor. Cezaevindeki koşullarda sağlığı daha da kötüleşerek ölen bir sürü insan var. Bakın ortada büyük bir günah, büyük bir suç, büyük bir enkaz var. Bunu yıllardır biz söylüyoruz. Ancak umurlarında olmayan bir bakanlık var ortada.”

“Ölen binlerce insan adına soruyorum: Neredeydin?”

Koronavirüs salgınının Türkiye’ye sıçramasının ardından cezaevlerinde de tedbirler alınmıştı. Bu kapsamda yasanın yürürlüğe girdiği 15 Nisan 2020 tarihinden itibaren bazı hükümlüler tahliye edilirken, bazı mahkûmlar ise salgın şartları nedeniyle kapalı cezaevlerinden açık cezaevlerine alındı. İki yıl önceki infaz indirimine değinen Gergerlioğlu, siyasi ve adli ayrım yapılmaması gerektiğini söyledi: 

“İki buçuk yıl önceki infaz indirim yasa görüşmelerinde sabahlara kadar ‘siyasi-adli ayrımı yapmayın’ diye çırpınıyorduk. O arada umurlarında değildi. Mesela bu genelgeye yansımayan bir husus vardı ve yasalaşmıştı. Mahpusların hasta yakınları -yani hasta eşleri veya yakınları çocukları- mevzubahis ise mahpusa bir artı bir yıl infaz erteleme verilme maddesi vardı. Burada adli ve siyasi ayrımı yapıldı. Adli mahpuslara bu verilirken terör ve diğer suçlar da bu verilmiyordu. Biz dedik ki mahpusun kendisi değil, mahpusun eşinin veya çocuğunun ağır hastalığında bile mahpusun suçunun ayrımını yapıyorsun. Bu yasa öyle geçtikten sonra bir sürü çocuk, kadın öldü.” 

Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalamaz” raporu verdiği demans hastası eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, 27 Ekim 2022’de tahliye edildi. Tahliyesi uzun süredir beklenen Tuğluk’un durumuna değinen Gergerlioğlu, Tuğluk hakkında “cezaevinde kalamaz” raporu verilmesine rağmen içeride kaldığını söyledi. Tuğluk gibi birçok örnek olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, Vural Avar’ın ölümün ardından aniden bir genelge yayınlandığını söyledi:

“O zaman hiçbir şekilde kılı kıpırdamayan Bakanlık 28 Şubat mahkumu Vural Avar öldükten sonra aniden genelge yayınladı. Benim açımdan da Avar’ın ölümü tam bir skandaldır. Ben zaten avukatıyla da görüştüm, konuyu da yakından takip ettim. Çok büyük bir gecikme, bir hata ihmalleri olduğu ortada. Ama öncesinde o kadar sesi çıkmayan bakanlık şimdi iki haftada genelge yayınlamayı başardı. Neredeydin, kaç yıldır neredesin? Bir kere ben sana bunu sorarım. Binlerce insan adına, ölenler, adına sorarım.”

“İktidarın bakanı kendi bürokratını satıyor”

Vural Avar’ın hayatını kaybetmesinin ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adli Tıp Kurumu’nun kararlarının kendisini de rahatsız ettiğini şu cümlelerle dile getirmişti:

“Diyelim içeride kanser tedavisi gören birisi var. Böyle bir hasta dördüncü evre kanser tedavisi görüyor ve Adli Tıp Kurumu’ndan rapor geliyor. ‘Tek başına hayatını devam ettirebilir.’ Ben bundan rahatsızım. Bilmelerini isterim ki aziz vatandaşlarımızın kendilerinin bize ilettiği, yönettiği eleştirilerin hepsini bu işin muhataplarına biz iletiyoruz. Bugün Adli Tıp Kurumu üzerinde bu konuları özellikle ifade etmek istiyorum ki kamuoyu önünde de bunu ifade etmek istedim.”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekim 2021’de bürokratlara yaptığı çağrıyı hatırlatan Gergerlioğlu, Vural Avar’ın ölümünden sonra günah çıkarıldığını belirtti:

“Şimdi kalkmış, kendi memurlarını satıyor. Bakın bu çok çarpıcı bir olaydır. Sayın Kılıçdaroğlu da bunu söylemişti. Daha iktidarın değişmesine gerek kalmadan iktidar bakanı kendi bürokratını satıyor. Görüyor musunuz? Bu yokuşa sürme emirlerini kim veriyordu? Biz bilmiyor muyuz? Tüm kamuoyu vicdanı biliyor bunu. Şimdi Avar, skandal bir şekilde öldükten sonra, biliyoruz bakın ben avukatıyla da konuştum. resen yetki kullanılabilirdi. Çünkü başka mahpuslarda kullandığını ben biliyorum. Avar’da bunu yapmamışlar, ölmüş ve şimdi günah çıkarıyorlar.”

“Adli Tıp Kurumu gerçeği ile yüzleşiyorlar”

Genelgenin ortaya çıkışının detaylarını anlatan Gergerlioğlu ardından da genelge maddelerini değerlendirdi

“Bakanlık alelacele bir genelge çıkardı. Beşinci maddede işlemlerin hızla yürümesi için ‘Adli Tıp Kurumu’nun hükümlüde bahsedilen hastalıkları tespit etmesi halinde ilgili evrakın derhal Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi’ deniyor. Çünkü tahliye işlemleri sürerken ölen hastalar oluyor. Hataların onlarda olduğunu biliyorlar. Altıncı maddede ise ‘Adli Tıp Kurumu’nun sürekli hastalık, sakatlık ve kocama” hallerinin bulunmadığına dair teşhis ve tespiti durumunda sadece kurumun bu teşhis ve tespitini içeren görüşü ile sağlık kurulu raporunun onaylı bir örneğinin Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilsin’ deniyor. Burada da ATK güvenlerinin olmadığını görüyoruz. Durumu toplarlamaya çalışıyorlar. Bu genelgeden kendilerinin kötü bir duruma getirdiği Adli Tıp Kurumu gerçeği ile yüzleşiyorlar. Felç ettikleri bir mekanizmayı bypass ederek kurtarmaya çalışıyor.”

Genelge ile bu durumun düzelmediğini söyleyen Gergerlioğlu son olarak genelgenin eksiklerine değindi. Adalet Bakanlığı Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesinde yer alan verilere göre; 1 Aralık 2022 itibarıyla 286 bin 797 kapasiteli ceza infaz kurumlarında 336 bin 315 kişi bulunuyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre hasta tutuklu sayısı bin 600’lere yükseldi. Gergerlioğlu, 1 Aralık 2021-1 Aralık 2022 tarihleri arasında cezaevlerinde yaşanan ölümlere dair rapor hazırladı. Buna göre, son bir yılda cezaevlerinde 73 kişi yaşamını yitirdi. 34’ü şüpheli ölüm, 39’u ise hasta tutukluların ölümleri olarak kayıtlara geçti.

Yorumlar