2008-04-10 00:00:00

Sayın  Başbakan’ı sözlerini  hatırlamaya  ve  gereğini yapmaya  çağırıyoruz

Sayın  Başbakan  Recep  Tayyip Erdoğan,

25-12-2007   tarihinde yeni  atanan Emniyet  müdürleri’ni kabulde   yaptığınız  konuşma aşağıdadır.

''Sizler devletin katı, hiddetli ve azametli yüzünü değil, devletin kucaklayıcı, korumacı ve şefkat yüzünü temsil ediyorsunuz…….Polis teşkilatımız, son dönemde gerçekleştirdiği reformlarla sadece güvenliğin teminatı değil, aynı zamanda demokrasi ve insan haklarının da teminatı olduğunu gösterme yolunda tarihi adımlar atmıştır. Bu adımları daha ileri noktalara taşımak, inanıyorum ki sizler sayesinde olacaktır. Tek bir vatandaşımızın bile her ne sebeple olursa olsun mağdur edilmesine, haksızlığa maruz bırakılmasına, kimden gelirse gelsin işkenceye, kötü muameleye uğramasına gönlümüz asla razı olamaz. Bir insanlık suçu olan işkenceye bu sürece girdiğimizden bu yana 'sıfır tolerans' biliyorsunuz hükümetimizin en temel politikalarından biri olmuştur.''

Bu  sözleri hatırlatmamızın nedeni  söz  ve  icraat  uyumunuzun  olup olmadığını  anlamak  içindir.05.01.2008 günü Van’da El Kaide örgütüne yönelik olduğu iddiasıyla başlatılan operasyonla ilgili olarak gerçekleştirilen gözaltı işlemleri sonuçlanmış olup neticede 6 kişi tutuklanmıştır. Operasyon kapsamında bir dizi hukuksuzluk yaşanmıştır.

MAZLUMDER Van şubemiz’e  operasyonun  başlangıcından,  tutuklamaların gerçekleştirilmesine  kadar olan süre  içinde  operasyon  çerçevesinde  mağdur  olan  birçok  kişi  başvuru  yapmıştır. Yapılan  aramalar, gözaltılar  ve  sonrasında  sorumlular  tarafından mağdurlara  yönelik ağır müeyyideler  ile  cezalandırılması  gereken   hukuksuzluklar,  keyfi  uygulamalar  yaşatıldığı tespit edilmiştir.Hukuk dışı işlemlerin bazıları şunlardır.

  1. Ekrem MÜKÜS adlı kişinin ablasının evine kapısı kırılarak girilmiştir. Oysa arama kararında bu kişinin evinin aranacağına dair karar yoktur. Eve girdikten sonra bu evin Ekrem MÜKÜS’e değil ablasına ait olduğunu öğrenen polisin evden çıkarak hakkında yakalama kararı bulunan Ekrem MÜKÜS’ün evine yöneldiği iddia edilmiştir.
  2. Üst katta oturan Davut GÜLEŞ isimli kişinin hakkında arama kararı bulunmayan alt kattaki ev sahibinin evine girildiği ve bu kişi Davut GÜLEŞ olmadığını ispatlayıncaya kadar üç kanepesinin arama gerekçesiyle polislerce kırıldığı iddia edilmiştir. Şahıs olayın hengâmesi içinde kimliğini bulup ibraz ettikten sonra polisler evi terk edip üst kata yönelmişlerdir.
  3. Mehmet Kasım IŞIK adlı kişinin kapısı kırılarak içeri girildiği ve kişinin yatak odasına erkek polisler tarafından baskın düzenlendiği iddia edilmiştir. Oysa böyle mahrem yerlerin kadın polislerce aranması gerekirdi. Aile mahremiyeti bu aramada ihlal edilmiştir.
  4. Nihat ERTEN adlı kişi evde olmamasına rağmen arama yapılmış ve küçük çocuklarına silah doğrultulduğu iddia edilmiştir. Ertesi gün baskını öğrenen Nihat ERTEN, bizzat kendisi giderek polise teslim olmuş ve sonrasında serbest bırakılmıştır.
  5. Çetin BİÇER isimli kişinin eşi hamile olduğu için gece baskınının etkisiyle halen düşük riski taşıdığı ve küçük çocuğunun gece yapılan sert aramanın etkisinden halen kurtulamadığı iddia edilmiştir.
  6. Arama kararı gece ya da gündüz olmak üzere bir seferliğine verilmişken aramaların tamamı gece yarısında yapılmıştır. Aramalarda patlayıcı madde ve ciddi anlamda silah yakalanmamasına rağmen aramaların neden gündüz değil de gece yapıldığı anlaşılamamıştır.  Aramaların hemen hemen tamamında ayakkabılarla içeri girilmiştir.

 

Yakalama sonrası gerçekleştirilen gözaltı işlemleri esnasında ise;

 

  1. İbrahim ŞEN isimli şüpheli, cep telefonunun pin kodunu vermediği gerekçesiyle bir üst kata polisler tarafından çıkarıldığı ve bir müddet sonra gözaltındaki herkesin bu kişinin bağırma seslerini duyduğu iddia edilmiştir. Bağırma seslerine dayanamayan diğer şahısların kapılara sert bir şekilde vurarak bu kişiye yapılan muameleyi protesto ettiği iddia edilmiştir. Bir süre kaba dayağa maruz kalan kişinin kollarının ve sırtının mor olduğu, dudaklarının kanadığı iddia edilmiştir. Bilahare C.Savcılığına şikâyette bulunan bu kişinin aldığı yara Adli Tıp Doktoru tarafından tespit edilmiştir.
  2. Telefon dinlemelerinde Seyfullah ŞEN isimli kişinin yengesiyle yaptığı telefon konuşmalarının polis tarafından değiştirileceği ve hayasızca eklemeler yapılacağı tehdidi yapılmıştır. Bu tehdit altında kendisinden bilgi alınmaya çalışılmıştır. Kendisine ses dinleme cihazları gösterilerek “biz istersek bu cihazlar aracılığıyla senin yengenle yapmış olduğun telefon konuşmalarının arasına istediğimiz sözleri yerleştirebiliriz. Teknoloji çok ilerledi. Sonra da bu konuşmaları kamuoyuna duyurarak El Kaide üyeleri sapık çıktı şeklinde haber yaptırırız.” Şeklinde tehditler yapıldığı iddia edilmiştir. Böylece iki kardeş arasına nifak sokulmaya çalışılmıştır. Yapıldığı iddia edilen bu tehdit toplumumuzun aile değerlerine ters düşen alçakça bir şantajdır.
  3. Mesut BAYKARA önceden kafatasında ameliyat dikişleri olduğu halde kafasına yumruklarla vurulmuş ve avukat görüşmesinde ayakta duramadığı avukatı Osman KARAHAN tarafından belirtilmiştir. Dayak sonrası kazağının omzunun yırtık olduğu da belirtilmiştir.
  4. Şüpheli avukatlarından Av. Osman KARAHAN’ın, bizzat TEM Şube müdürü Savaş AKIN tarafından ölümle tehdit edildiği ve görevini yapmasının engellendiği iddia edilmiştir. Avukatın yaptığı şikayet sonrası Van Emniyet Müdürünün odasında teşhise gidilmiş ve Av. Osman KARAHAN tarafından C. Savcısı huzuruyla Teşhis Tutanağı tutulmuştur.
  5. Nezarethanelerin arasına giren polis tüm şahıslara ağza alınmayacak düzeyde sinkaflı galiz küfürler savurmuştur.

 

İddialar son derece  vahimdir. Emniyet  müdürleri tarafından  tavsiyelerinizin  yerine  getirilmediği  ortadadır. İnsan hakları  uygulamalarındaki samimiyet    sözle değil,  ihlalin  gerçekleştiği    hassas  anlarda  ortaya  çıkar. Hukuk  devleti iddiasında  bulunulmasının  gereği   kimsenin konumunun    ayrıcalık  arzetmeden  halka yapılan  davranışların  soruşturulmasıdır. Operasyonun  ilk günlerinde yaşanan  hukuksuzluklara  dikkat çekmiş  ve  içişleri  bakanını  göreve  çağırmıştık. Buna  rağmen  hukuksuzluğun    devam ettiğini  gözlemledik. Sizi sözlerinizin  arkasında durmaya  çağırıyor ve  görevini yapmayan  İçişleri  bakanı, Van emniyet  müdürü  ve Van  TEM şube müdürü  ve  diğer sorumlular  hakkında  gereken işlemleri  yapmaya  davet  ediyoruz.

 

MAZLUMDER  Genel Başkanı

Ömer  Faruk  GERGERLİOĞLU

 

 

 

 

 

Yorumlar