8 Kasım 2023

AK PARTİ-MHP Cumhur İttifakı bir zulüm ittifakıdır. Birçok başka nedeni de olduğu gibi bu ittifak Doğu Türkistan’ı satarak bir çıkar ve zulüm ittifakı olduğunu göstermiştir. Neden mi? 2018, Berat Albayrak Çin’den 3,6 milyar dolar kredi aldı ve iktidar Çin’in zulmüne susmaya başladı. 2019, Erdoğan Çin’e gitti, 50 milyar dolarlık bir anlaşma yapıldı. Aynı zamanda, Çin’deki toplama kamplarıyla ilgili bir Türk heyetin Çinlilerle birlikte bu kampları gezmesi planlandı, bir iki ay içinde gezeceklerdi, raporlanacaktı. Dört buçuk yıl geçti, hiçbir çalışma yapılmadı; susuyorlar, para meselesi var, çıkar meselesi var, zulüm meselesi var. Bitmedi. Daha dört gün önce Türk Dünyası Liderler Zirvesi yapıldı. Sayın Erdoğan ordaydı, Doğu Türkistan soykırımı hakkında tek kelime etmedi. Geçen hafta Uygur Forumu vardı. AK PARTİ-MHP temsilcisi -davet edildikleri hâlde- kimse yoktu orada. Yine 39 ülke Çin’e mektup gönderdi “Bu toplama kamplarındaki zulüm ve soykırım nedir?” diye sordu. Türkiye buna katılmadı. Neden? Çıkar ve zulüm ilişkileri, parasal ilişkiler.
    

Değerli arkadaşlar, büyük bir soykırım olduğunu Çin devleti kabul ediyor. Toplama kamplarında şu ana kadar 5 milyon kişiyi toplamış durumdalar. Dinî ve etnik bir soykırım yapıyorlar, 800 bin çocuk ailelerinden ayrılmış durumda. Bakın, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2017’de ne dedi? “Çin’in güvenliğini kendi güvenliğimiz gibi görüyoruz, gerek ülkemizde gerek bölgemizde Çin’e yönelik hiçbir olumsuz faaliyete izin vermiyoruz.” Bakın, tüm belgelerini ortaya serdim, itiraz edebilecek bir AK PARTİ’li, MHP’li yetkili var mı? Mümkün mü? İyi takip ediyorum, itiraz edebileceğiniz hiçbir şey yok.
    

Bu önergeyi biz destekliyoruz, çok önemlidir. Öncesinde de bu önergeler geldi ve hamaseti bırakmayan AK PARTİ-MHP’lilerin oylarıyla Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırımıyla ilgili bu önergeler reddedildi. Utançtır, utanç vesilesidir.
    

Değerli arkadaşlar, ayrıca bir başka konuya daha girmek istiyorum. Bakın, yedi yıl oldu, 4 Kasım 2016’da bir darbe yapıldı.

Sivil siyasete yönelik bir darbe yapıldı. Yedi yıldır arkadaşlarımız serbest bırakılmıyor. Sayın Selahattin Demirtaş, Sayın Figen Yüksekdağ, Sayın Gültan Kışanak, Sayın Sebahat Tuncel zulmen o zindanlarda tutuluyor; biz bunu kabul etmiyoruz. Meclisin onurunu çiğniyorsunuz, “Gazi Meclis, Gazi Meclis” diyorsunuz, ha bire buraya çıktığınızda ama işte, bakın, örneği ortada: Beni tutup Meclisten zulmen, Anayasa Mahkemesinin kararını beklemeden cezaevine attırıyorsunuz. Cezaevindeki Can Atalay’ı Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen çıkarttırmıyorsunuz. Hüda Kaya vekilimiz “Savcılığa geleyim, ifade vereyim.” diyor, buna rağmen kaçıyormuş gibi bir görüntü verdirerek havaalanında güya yakalıyorsunuz. Utanç verici işler yapıyorsunuz. Bundan sonra AK PARTİ, MHP’liler “Meclisin onuru, Gazi Meclis” lafı etmesin burada.

Sayın Akçay gündeme getirdiğim bilgi ve belgelere tek bir cevap veremedi, veremez çünkü hamaset yaptı, AK PARTİ’lilerin yaptığı gibi.

Bakın, ben ne soruyorum. 2018’deki 3,6 milyar dolarlık krediden sonra niye sustunuz? 2019’daki 50 milyar dolarlık Çin-Türkiye anlaşmasından sonra niye tek kelime etmediniz diye soruyorum.

Toplama kamplarını dört buçuk yıldır niye ziyaret etmediniz diye soruyorum; tek bir cevap yok. Uygur Forumu’na niye katılmadınız diyorum; tek cevap yok. Türk Dünyası Liderler Zirvesi’nde niye Erdoğan yok diyorum; tek bir cevap yok. Yani işiniz gücünüz hamaset. Bakın “Hadi Gazze’ye.” diyorsunuz, Sayın Bahçeli seçim bölgesi Osmaniye’ye bile depremde gitmiyor, hamasetten başka bir şey yok, başka bir şey yok.

Yorumlar