ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
7’nci maddede Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının yetiştirme programına yönelik ödenekler, lisansüstü eğitim veren yüksek kurumlar konu edinilmiş. Bu çerçevede, mağdur akademisyenlerle ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bize başvuran akademisyenlerden, 701 sayılı KHK’yle ihraç olan bir akademisyen, öncesinde bir idari soruşturma geçirmiş ve bunun için idare mahkemesine gitmiş ve oradan beraat almış. Bu esnada, beraat almışken ihraç edilmiş ve istinaf aşamasındaki bilgilerden öğrenmiş ki ikinci bir güvenlik soruşturması yapılmadan ihraç edilmiş. Avukatı, bununla ilgili belgeleri OHAL Komisyonuna vermek istemiş ama “Başta avukatla başvurmadın, daha sonra bir avukatla başvurmanı kabul etmiyoruz.” denmiş OHAL Komisyonu tarafından; çok ilginç ve üzücü bir cevap, zaten mağdur bir akademisyen var karşımızda. Hani “Baştan avukatla başvurmadın, şimdi de avukatla başvurmanın kabul etmiyoruz.” Bu, anlaşılacak bir şey değil ve akademisyen diyor ki: “Zaten, tamamen kapalı yani aleni olmayan bir süreç işletiliyor. Bir savunma avukatının süreci izlemesine dahi tahammül edemeyen kara bir kutuyla karşı karşıyayız.” OHAL Komisyonu için bunu söylüyor akademisyen. Gerçekten çok üzücü, dilekçelerin akıbetini bile öğrenemiyoruz; bu konu adil yargılanmayla bağlantılı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, OHAL Komisyonunu biz çok eleştirdik, çok haklı olarak eleştirdik. Öylesine hukuksuz kararlar alınıyor ki yüzde 88 oranında ret kararı verilmiş, yüzde 12 dolayında bir kabul kararı verilmiş ve burada hukuki değil, siyasi gerekçelerle davranıyorlar. En son, malum, Anayasa Mahkemesinin barış akademisyenleri için verdiği karar ortada. “İfade özgürlüğüdür.” denmesine rağmen, barış akademisyenleri şu anda ret alıyorlar. Kabul edilecek bir durum değil aslında çünkü barış akademisyenlerinin ifadeleri, ifade özgürlüğü içindeyse niye iade edilmesinler? Ama ret alıyorlar. Ceza mahkemelerinde de herhangi bir davaları yok, ceza mahkemelerindeki mahkemeleri de düşürülmüş durumda ama ret alıyorlar; bu olacak bir durum değil. Aynı meseleyle ben de karşı karşıyayım. Anayasa Mahkemesi hakkımdaki hukuksuz süreç için hak ihlali kararı verdikten sonra, şu anda OHAL Komisyonunda ret almış durumdayım. Yani bu nasıl bir OHAL Komisyonu, anlamak mümkün değil; Anayasa’yı umursamayan bir OHAL Komisyonu’yla karşı karşıyayız.
Bütün bunlardan sonra, ben bu akademisyenin durumuyla ilgili bir soru sordum Sayın Fuat Oktay’a ve çok ilginç bir cevap aldık. Bu kadar hukuksuz, insanların hakkını, hukukunu çiğneyen bir Komisyondaki bu durum hakkında, işte, avukatıyla başvurmasıyla, belgenin kabul edilmemesiyle ilgili hususu sorduğumuzda, Sayın Fuat Oktay bize link göndermiş ve mevzuatı yazmış; biz de buna şaşırdık. Bugün gelmiş bu cevap Sayın Fuat Oktay’dan, ya, sadece mevzuatı yazmış. El insaf diyorum, ülkede akademisyen kolay yetişmiyor. Bu akademisyen önceden idari soruşturmada beraat etmiş, tekrar hakkında güvenlik soruşturması yapılmadan KHK’yle ihraç edilmiş ve bununla ilgili belgeleri, istinaftaki bu durumu OHAL Komisyonuna iletmek istiyor ama orada tersleniyor. Biz de bu durumu Sayın Fuat Oktay’a soruyoruz, bize mevzuatı gönderiyor. Ya, mevzuatı gönderiyorsunuz ama biz apaçık bir hukuksuzluğu görüyoruz. OHAL Komisyonunda âdeta bir yargısız infaz var, nasıl kararlar verildiğini bilmiyoruz; Anayasa Mahkemesinin üstünde bir kurum olarak kendisini görüyor. Ben OHAL Komisyonuna da gittim ve bir sürü yanlışlarını söyledik. Bize o dosyalar hakkında bilgi vereceklerini ifade ettiler ama tekrar davet de etmediler, herhâlde bu konuların açığa çıkmasını da istemiyorlar. Birçok hatalı hususla kararlar veriliyor ve insanlar mağdur ediliyor.
Ülkede, dediğim gibi, bir akademisyen kolay yetişmiyor, yükseköğretim kurumlarının bütçesini konuşuyoruz ama akademisyenlerin hâlini konuşmuyoruz. Barış akademisyenleri ve diğer akademisyenlerle 7 bine yakın akademisyenin ihraç edildiği bir ülkede, bilimin nasıl kötü bir durumda olduğunu hepimizin anlaması lazım ve KHK’lerle ilgili sorunların çok…
BAŞKAN CEVDET YILMAZ – Süreniz bitti ama isterseniz devam edebilirsiniz, buyurun.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – KHK’lilerin çok zor durumda olduğunu biliyoruz. Kamu sektöründen ihraç edildikten sonra özel sektörde bile çalıştırılmayan, işte, birtakım sertifikalar almalarının önüne geçilen, ardından zor duruma düşünce sosyal yardımlaşma kurumlarından yardım talep ettiğinde de terslenen hatta tapu dairelerinde şahit olması engellenen, kredi kartı alması engellenen bir durumla karşı karşıyayız. Ben bütün bunların yanlış olduğunu, ülkenin yetişmiş insanlarının bu denli mağdur edilmemesi gerektiğini söylüyorum.
Teşekkür ediyorum.

Yorumlar