2019-01-16 00:00:00

Ölümünden 4 Gün Önce Kendi Cinayetini Yazdı!

Halkların Demokratik PartisiHDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu ölümünden 4 gün önce kendi cinayetini yazan Halime Gülsuyu Meclis Araştırma Önergesi İnsan Haklarını Araştırma Komisyonuna dilekçe ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktaya Soru Önergesi vererek Meclis gündemine taşıdı.

mask
Büyütmek için resme tıklayın

Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu açıklama:

Halime Gülsu ölümünden 4 gün önce BİMERe şikayet etmiş ama 9 aydır cevap yok.. Hakkında 9 ay önce yazdığım tutuklu Halime Gülsunun mektubunda 2 ay ilaçlarını alamadığını söylüyor otopsi raporuna ulaştım. Doktor olarak tahmin ettiğim gibi… Tüm organlarda yaygın konjesyon. Büyük bir ihmal… Bu ölümün peşini bırakmam bilesiniz o günden bugüne bırakmadım bugünden adalet yerini bulana kadar da  bırakmam. Merhume tüm yetkili ve kurumlar hakkında işlem istemiş 9 aydır savcı suç duyurusuna bir şey yapmıyor idari soruşturma umutsuz vaka

Halime Gülsunun kendi eliyle yazdığı BİMER şikayet dilekçesi

Başbakanlık İletişim Merkezi BİMER

20.02.2018 günü Mersinde bulunan ikametimden Mersin Emniyetinde çalışan sonradan TEM Şube Müdürlüğünde çalıştıklarını öğrendiğim polis memurları beni gözaltına alacakları zaman acele ettirdiklerinden sadece 1 haftalık kalan sistemik LUPUS teşhisi sebebi ile kullandığım ilaçlarımı zorla alabildim. Acele ettirildiğim için aileme bitmek üzere olan ilaçlarımı derhal temin etmeleri için bilgi veremedim. Hatta ana ilacımı da yanıma alamadım.

Sistemik LUPUS hastalığı bağışıklık sistemi kendi vücut dokularını tanımayarak yabancı bir madde olarak görüp saldırmaktadır. Vücudum aşırı derecede antikor beyaz küre üreterek savunma sistemi ile kendi kendisini öldürmektedir. Bu durum öncelikle kan seviyesinin hızlı bir şekilde düşüşüne sebebiyet vermekle birlikte eklem ağrıları halsizlik yorgunluk güçsüzlük kendi başına hayatımı minimum düzeyde dahi idame ettiremeyecek düzeye getirmektedir. Teşhis sonrası ilaç tedavisi başladığında ise düzenli olarak haftalık ve günlük olarak kullanılması gereken ilaçlardır. Yine hastalığın sürekli doktor kontrolünde olup tetkikler ile değerlerin karşılığında ilaç etken maddeleri ve dozajlarında değişiklikler yapılması gerekmektedir. Söz konusu hastalık sadece Romatoloji doktorları tarafından takip edilerek tedavi ettirilmesi gerekmektedir. Ayrıca tedavi aşamasında vücudun antikor beyaz-küre üretimi ilaçlar ile baskılandığından dış dünyadaki gerçek mikrop ve virüslere karşı vücut gerçekten tehlike altına girmektedir. Steril ve sürekli kontrol altında tutulması gerekmektedir. Hastalığın tedavi aşaması ciddi bir prosedür ve süreç gerekmektedir.

15 yıldır Sistemik LUPUS hastasıyım. Uzun prosedür ve süreç sonunda hastalığım baskılanarak pasif hale gelmişti. Ancak ilaç tedavim devam etmekteydi. Gözaltına alındığım günden itibaren ancak günlük kullandığım ilaçlara devam edebildim. Tedavinin ana ilacı olan ve haftalık kullandığım ilacı ilk bir hafta aileme nerede olduğum bilgisi dahi polisler tarafından verilmediği için kullanamadım. Görevli polisler tarafından ailemi aradıkları yönünde verilen bir kağıdı imzaladım. Ancak tutuklanarak cezaevine gönderildikten sonra abim ile görüşüm esnasında O dönem aranmadığımı hatta ilaçlar ile ilgili bir bilgisinin olmadığını söyledi. Gözaltındayken bir hafta sonra günlük olan ilacın sonra yazılı bir kağıt ile gönderemediğim için görevli polisler yüzünden tarafıma ulaştırılamadı. Evde bulunduğu halde ilacımın iki haftalık iki dozunu gözaltındayken alamadım.

Mersin 4. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandığım duruşma esnasında da ne görevli Cumhuriyet Savcısı ne de Sulh Ceza Hakimi hastalığım ile ilgili bir işlem yapmadılar. Tutuklanarak Tarsus Kadın Kapalı C.İ.K Müdürlüğüne gönderildim. Burada günlük aldığım ilaç bitti ve haftalık olan ilacımı hala alamamış durumdayım. Cezaevi kuralları gereği revire çıkmak için defalarca sayısını dahi hatırlayamadığım ve üzerine Acil ibaresi düştüğüm dilekçelerime cevap verilmedi ve revire de  götürülmedim. Gözaltına alınmamdan tutukluluğum süreci dahil bir ay sonra Tarsus Devlet Hastanesi Dahiliye servisinde götürüldüm. Doktora hastalığımı anlattım. Tüm  tetkikleri yaptırmasını istedim. Ancak sadece hemogram karaciğer enzim testi TSH ferritin değerlerime bakılıp asıl test olan anti-DSDNA C3C4 ve ANA değerlerime bakılmadığını sonradan öğrendim. Bu arada hastalığa dair sağlık raporumu TEM Şube Müdürlüğü kaybettiği için abimin de haberi olmadığı için cezaevi reviri de görevli memurlar ve doktor hastalığımın tedavisi için herhangi bir girişimde bulunmadılar. Dahiliye doktoru eksik tetkik yaptırması ve asıl hastalık değerlerini gösteren tetkiklerin yapılmaması sebebi ile cezaevi görevlilerine sağlıklı olduğumu söylemiş. Bunun üzerine cezaevi revir görevlisi bana şifai olarak Bir şeyin yokmuş. Şeklinde ifadeler kullandı. Bunun üzerine ben de baş memur görüşü için dilekçe yazdım. Görevli baş memur benimle ilgilenerek revir görevlisine Romatoloji bölümüne sevk edilmemi söyledi. Abimle kapalı görüş sonrasında ilaçlarımı ve sağlık kurulu raporumu getirmesini istedim. Abim bir hafta sonra ancak bana ulaştırabildi. Toplamda iki ay boyunca ben ilaçlarımı kullanamadım.

Bu arada hastalığım tekrar nükset etti. Halsizlik yorgunluk ve eklem ağrılarım tekrar başladı. Ayrıca mide bulantılarım da başladı. Revire tekrar dilekçe yazdım ve revir görevlilerince Dâhiliye Servisine tekrardan sevkim yapıldı. Tarsus Devlet Hastanesinde Romotoloji servisi bulunmadığı için yine Dâhiliye servisine götürüldüm. Durumumu doktora anlatınca hastalığımın tekrardan nüksedebileceğini söyledi ve Şehir Hastanesi Romotaloji servisine sevk yaptı. 23.04.2018 tarihinde halen bu bölüme götürülmedim.

İlaçlarımı kullanmama rağmen bir türlü kendimi iyi hissedemiyorum. Zaten prosedür ve süreç açısından zor bir hastalık olduğu için herhangi bir hastalık gibi ilaç kullanımı ile beraber iyileşme süreci doğru orantılı olarak başlamıyor. Bu sebeple kötü olduğum kan değerlerimin bir an önce tespit edilmesi gerektiği için cezaevindeki görevlilere durumu anlattım. 20.04.2018 günü 112 acil servisten ambulans geldi. Ambulans görevlilere hastalığımı anlattığım halde tansiyonumu ve nabzımı ölçerek inşallah bir şey olmaz diyerek beni koğuşuma geri gönderdiler. Hastalığım fiziki olarak bir etki göstermediği için cezaevinde görevli İKMler yalan söylediğimi düşünmekteler ve beni azarlamaktalar. Hastalığım son derece ciddi ve ölümcül bir hasatlık olup gözaltına alındığım günden itibaren tutuklu bulunduğum ve dilekçeyi yazdığım bu güne kadar dilekçe içerisinde bahsettiğim olayda görevini ihmal eden savsaklayan sıralı tüm görevliler için Mersin Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü Tarsus Kadın Kapalı C.İ.K Tarsus Devlet Hastanesinde gerekli işlemlerin başlatılmasını talep ediyorum.

Söz konusu yasal işlemlerin makamınızca başlatılmasını bu dilekçeler ile ilgili evrak kayıt sayısının ve işlem tarihinin tarafıma Tarsus Kadın Kapalı C.İ.K Müdürlüğü İnfaz Birimi görevlilerince bilgi olarak verilmesini yasal işlemler ile ilgili tarafıma bilgi verilmesi hususunun anayasal hakkım olup bilgi verilmemesi halinde yasal haklarımın saklı olduğunun bilinmesini hususunda gereğini arz ederim. 24.04.2018

Kadın Kapalı C.İ.K Müdürlüğü A-7 Tarsus/MERSİN Halime Gülsu

Halkların Demokratik Partisi HDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu  4 gün önce kendi cinayetini yazan Halime Gülsuyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktaya  sorarak Meclis gündemine taşımıştır

SORULAR:

28 Nisan 2018 de ölen Halime Gülsunun ölümünden 4 gün önce 24.04.2018 tarihinde gerekçede belirtilen BİMER başvurusunu yaptığı iddiası doğru mudur Bu iddia doğruysa skandalla ilgili soruşturma açılmış mıdır Eğer soruşturma açılmışsa hangi aşamadadır Eğer soruşturma açılmamışsa bunun sebebi nedir Halime Gülsunun cezaevinde kendisinin sağlık durumuyla alakalı olmayan dilekçelerini iletmeyen kendisine hakaret eden personel hakkında hangi işlemler yapılmıştır Halime Gülsunun ifadesinden ölümüne sebep olduğu anlaşılan personel halen çalışıyorsa bunun sorumlusu kimlerdir Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün Cezaevindeki personelin skandalını sümenaltı etmeye çalıştığı iddiası doğru mudur Bu iddia doğruysa Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde ilgililerin görevden alınıp derhal soruşturma yapılması için neden beklenilmektedir Halime Gülsunun gözaltına alınması işlemini yapan gözaltında ilaçlarını almasını engelleyen polis memurları hakkında soruşturma açılmış mıdır Eğer soruşturma açılmamışsa bu polis memurları kim tarafından korunmaktadır Halime Gülsunun sağlık sürecini takip eden revir görevlileri 112 Acil personeli ve Tarsus Devlet Hastanesi doktorları dahil bütün personel hakkında soruşturma açılmış mıdır Kendisinin ifadesinde belirttiği şekilde ihmali bulunan personele soruşturma ve dava açılmamışsa bu personeller kim ya da kimler tarafından korunmaktadır Halen cezaevinde kalan ve Halime Gülsu gibi sesini duyurmaya çalışan mahpus sayısı kaçtır Bu kişilerin aynı şekilde cezaevinde ölmemesi için ne yapılması gerekmektedir 2018 senesinde cezaevinde hayatını kaybeden mahpus sayısı kaçtır Bu kişilerin de Halime Gülsu gibi ihmal sebebiyle ölmediği nasıl öğrenilebilecektir Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ilettiğim ağır hasta mahpusların Medeni Arifoğlu Mehmet Yamaç Şerif Ağu Mustafa Kuru Hakan Yıldırım Savaş Uyar vd tedavileriyle ilgili halen bir gelişme yoktur. Bu kişilerin Halime Gülsu gibi ölmemesi için hükümetinizin alacağı tedbirler nelerdir Cezaevlerine güveni sarsan bu ve benzeri olayların tekrarlanmaması güvenin tekrar tesisi için hükümetinizin alacağı önlemler nelerdir

Bugün Kocaeli

Yorumlar