21.02.2024

8. Yargı paketinde komisyonda adalet arıyoruz (youtube.com)

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ederim Sayın

Başkanım. 

Sürelerle ilgili bu maddeye önemli bir itirazımız yok, şuna vurgu yapmak isterim: Adil yargılanmayla ilgili önemli hususları dün de gündeme getirmiştik, vatandaşın bizden beklentisi çok. Dörtte 4 mükerrerler tahliyelerin kolaylaştırılması noktasında çok büyük bir beklenti içinde ama sekizinci yargı paketinde bu yok, bunu da uygun bulmuyoruz ve

cezaevlerinin aşırı bir şekilde dolduğu bugünlerde dört 4’lerin tahliyesiyl e ilgili adımlar atılması gerektiğini söylüyoruz. 

Dün de konuştuk. Sayın Halil Öztürk, Kırıkkale Milletvekili aynı zamanda, kendisine Kırıkkale Cezaevinden bir örnek vererek meramımı anlatayım Sayın Öztürk’e. Şimdi, Meclis Araştırma Komisyonuyla biz geçtiğimiz dönem Kırıkkale F Tipi Cezaevine gittik Sayın Öztürk; orada her türlü koğuşa girdik, işte, sol terör, farklı gruplar, koğuşlar, hepsine girdik. Cezaevi müdürü bize dedi ki: “Ya, efendim, sağ terör de var, oraya da girmek ister misiniz?” “Tabii, girelim, biz hepsiyle konuşmak istiyoruz.” dedik. Tabii, biz koğuşa heyet olarak girdiğimizde cezaevi yetkilileri içeride olmuyor, biz bire bir mahpuslarla konuşuyoruz. “Sağ terör” denilen bir koğuşa girdik, o koğuşta da Sivas katliamından mahkûm bir kişi vardı .

İçeri girdik, efendime söyleyeyim, her tarafta Türk bayrakları var… 

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Terörün sağı, solu olmaz. 

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Oradaki tanımlama öyle. 

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) – Cezaevi tanımlaması.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Cezaevi tanımlaması

öyle. 

Her taraf bayraklarla dolu, işte, kendisine “ülkücü” diyen, bıyıkları böyle, bir mahpus…

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Ülkücüden terörist olmaz ya. 

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) – Devlet öyle karar vermiş.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – …bize “Ya, Vekilim, buraya giren insan, terörist değilken terörist çıkar buradan. O kadar hak ihlaline uğruyoruz ki burada.” dedi. “Anlat.” dedik, anlattı, onları da Komisyon Raporuna işledik, Meclis Kırıkkale F Tipi Cezaevi Raporu’na bakabilirsiniz. “Yahu, bıyıklarımı düzelteceğim, bir bıyık makası bile verilmiyor, bir cımbız bile verilmiyor.” dedi, o, anlattı da anlattı. 

Bunu, şunun için anlatıyorum Sayın Öztürk: Bakın, cezaeviyle ilgili ihlalleri anlattığımızda sizde bir bilinçaltı var, işte: “Gergerlioğlu sol ve Kürt mahpusları anlatıyordur, hemen bir defans koyayım.” Ya, bakın, oyunu sanırım MHP’ye veren bir mahpusun şikâyetlerini biz orada gündem ettik ve bütün bu sorunları biz orada saatlerce dinledik.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Şöyle Sayın Gergerlioğlu: Her bıyığını…

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Siz cevap verirsiniz

efendim. 

Yani bakın, ilinizin cezaevi, isterseniz bir gidin, orada ziyaret edin. Bu kişi sanırım MHP’ye oy veriyordur, bakın, artık size de oy vermez ha, bize oy verir yani ona göre dikkatli olun.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Çağlayan Adliyesinde…

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bir başka örneği de…

                     BAŞKAN         CÜNEYT         YÜKSEL        –       Sayın           Gergerlioğlu,                karşılıklı

konuşmayalım lütfen, Komisyona hitap edin.

Buyurun.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Tabii.

Şimdi, bakın, bir başka örnek de vereyim. Şimdi, insan hakları alanında bir aydınlanma yaşamamız lazım. Şimdi, ben bir programa katılmıştım, o programda, Oğuzhan Uğur’un programında bana bir gazeteci soru sormuştu, Batuhan Çolak, yine, Kırıkkale F Tipi Cezaevindeki mahpusların -bu bahsettiğim- dile getirilen ihlalleri gündem etmiştik “Ya, Gergerlioğlu sen de işte ha bire ihlal gündeme getiriyorsun, o insanlar sonra cezaevinden kaçıyor, suçludur onlar.” gibi laflar etmiş ti; Sayın Batuhan Çolak, bir gazeteci. Daha sonra bu gazeteci arkadaşımız iktidarın hışmına uğradı ve cezaevine girdi. Cezaevinden çıktı, ilk ne yaptı biliyor musunuz? Bir “tweet” attı, “Ya, bu Sincan Cezaevinde neler oluyor arkadaşlar? Haberiniz yok, mahvolduk orada. Sincan Cezaevinde ‘kapı altı’ denen bir yer var, oraya bir giriyorsunuz, saçınız zorla kesiliyor, tecrit uygulaması had safhada, neler nelere yaşadık.” dedi. Şimdi, bakın, bu işler  böyledir işte yani yaşadığınız zaman başınıza gelir. Yani siz zannediyorsunuz ki biz hapishanedeki mahpusların ihlallerini anlattığımız zaman işte “Soldur, Kürt’tür, aman, ona bir defans koyalım.” Türk milliyetçisi insanlar da var cezaevlerinde, gittik, ziyaret ettik veyahut da bizi bundan dolayı eleştiren gazeteci de içeri giriyor, çıkıyor, diyor ki: “Gergerlioğlu, çok haklıymışsın.” Ya, bu işler böyledir, bakın, böyle makul bakmak lazım bu konuya.

 Şimdi, şunu söylemek istiyorum: Adil yargılamalar yok ve ülkemizde KHK’lerle ihraç edilen yüz binlerce insan yedi buçuk yıldır adalet bekliyor. Adalet Komisyonundayız ve insanlar OHAL Komisyonunda altı yıl beklediler, ardından yüzde 93’ü ret aldı, idare mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ha bire ret veriyor bu insanlara. Nedir? Legal fiilleri illegal kabul edilmiş. En başta, bakın, barış akademisyenleri, ifadeleri için “İfade özgürlüğüdür.” dedi Anayasa Mahkemesi, yıllarca süründürüldü, iade edilmediler, Anayasa Mahkemesinin kararına en sonunda mahkemeler uyumaya başladı, iadeler verilmeye başlandı ama çoğu şu anda yine yürütme durdurma kararıyla tekrar ihraç ediliyor. Ya, Anayasa Mahkemesinin kararı var yani hangi idare mahkemesi Anayasa Mahkemesinin üstüne çıkabilir? Ama bütün bunlara rağmen yine başlatılıyor, tekrar üniversite durduruyor, yürütmeyi durdurma kararları alınıyor ve tekrar ihraç edilmiş oluyorlar. Büyük bir sorun var burada.

 Şimdi, yine, yedi buçuk yıldır bekleyen insanlar hakkında sonunda AİHM bir karar verdi, Yüksel Yalçınkaya kararı. Şimdi, bu kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6, 7 ve 11’inci maddelerinin Türkiye tarafından ihlal edildiği söylendi. “6: Adil yargılanma ilkesi ihlal edildi, 7: Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ihlal edildi, 11: Örgütleme özgürlüğü ihlal edildi.” dendi. Peki, bunun karşısında Türkiye ne yaptı? Bakın, yüz binlerce insanın uğradığı ihlaller var. Mesela, işte, bir Bank Asyaya para yatırmak, byLock iletişim vasıtasını kullanmak. AİHM dedi ki: “Kardeşim, burada bir iletişim vasıtasının kullanmak terör örgütü üyesi olduğunu göstermez ve de adil yargılamadınız. Herhangi bir örgütsel iletişim olmadığı hâlde sadece bir iletişim uygulamasını telefonuna indirdi diye bir insana terörist diyemezsin.” dedi, bunu çok net açıkladı. Fakat, Türkiye bu noktada bir adım atmıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclisi açarken “Ben bunu uygulamayacağım.” dedi. Anayasa madde 90 var, buna rağmen ülkenin Cumhurbaşkanı diyor ki: “Ben bunu uygulamam.”  O zaman Avrupa Birliğine niye girmek istiyorsunuz ben size sorarım? Ve ağır tazminatlar gelecek.

Adalet Bakanı ne dedi? “AİHM içtihadından dönmüş.” dedi, Sayın Yılmaz Tunç da böyle dedi. Hayır, AİHM hep aynı şeyleri söylüyor, diyor ki: “Bir suçla ilgili belge, delil olmadan bir uygulamayı kullandı diye, bir bankaya para yatırdı diye, bir derneğe üye oldu diye bir insana terörist diyemezsin.” Ama bu noktada hiçbir adım atılmıyor. Şimdi, Türkiye’nin hâli bu arkadaşlar. Bu konuda adım atılması gerekiyor, yüz binlerce insan mağdur, ortada âdeta büyük bir cenaze var ve kimse de kaldırmak istemiyor.

Türkiye’de zaten adil olmayan yargılamalar yapıldığı belli, O HAL Komisyonunun legal fiilleri illegal kabul ettiği apaçık ortada. Bunu biz yıllarca söyledik, yedi buçuk yıldır söyledik, bize “o” “bu” dediler ama bakın AHİM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre karar veren bir mahkeme kalkıp son derece net bir ihlal kararı verdi, Türkiye bunu uygulamıyor. Peki “Ben uygulamıyorum.” demekle bir yere varabilir mi? Adalet Bakanlığı yetkililerine soruyorum, Bakanınıza sorun “AHİM içtihadından dönmüş.” diyor, bence bu hukuki bir palavradır, başka hiçbir şey değil. AHİM içtihatların da gayet net, sarih bir şekilde ilerlemektedir ama Türkiye siyasi bir kararı devam ettirme niyetinde. Peki, bu ne olacak? Sonuçta milyar dolarları belki bulacak tazminatlar ödeyecek, 85 milyon insanımız ödeyecek bunu arkadaşlar. Bakın “Ben yapmıyorum bunu. Ben Sayın Demirtaş’ı çıkarmıyorum, Sayın Kavala’yı çıkarmıyorum, Yalçınkaya kararını uygulamıyorum.” O zaman Anayasa madde 90’ı da kaldır gitsin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesini de iptal et gitsin. Böyle bir ülke olabilir mi?  Şimdi, yargılamalarla ilgili son derece üzücü noktalarla karşı karşıyayız. 

Yine, bakın, 15 Temmuz darbe girişiminde erler, kursiyer teğmenler… Ya, gidin bir konuşun, anneleriyle, babalarıyla bir konuşun, millet yedi sekiz yıldır iki gözü iki çeşme. Cuma günü darbe girişimi oldu, değil mi? Dinlediğiniz zaman o insanların cumartesi, pazar günü bir sürü programlarının olduğunu, başka bir durumda olduklarını, darbeyle alakalı olmadıklarına a’dan z’ye zaten anlarsınız. Beş günlük er darbeci ilan edilmiş, ya aklınız alıyor mu arkadaşlar, hepimiz askere gittik, erkekler burada askere gitti, beş günlük er bir darbe yapabilir mi? Kursiyer teğmen öğrencisi darbe yapabilir mi? Onlar emir alır ya, emirden başka bir şey bilmezler, hiçbir inisiyatifleri yoktur.

NURETTİN   ALAN (İstanbul)       –          Suç     olan    emir    uygulanmaz biliyorsunuz. Askeri Ceza Kanunu’nda açık açık yazar, suç olan emri uyguladıysa bir günlük er bile suç işlemiş sayılır.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) – Niye? Valiler yasaklama kararına rağmen kolluk suç olması hâlinde uyguluyor.

NURETTİN ALAN (İstanbul) – Hayır, suç olan emir uygulanmaz.

Askeri Ceza Kanunu…

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) – Evet, uygulanmaz, doğru… NURETTİN ALAN (İstanbul) – Suç olan emir uygulanmaz.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) – Uygulanmadığı zaman başlarına ne geldiğini de biliyoruz.

NURETTİN ALAN (İstanbul) – Düzeltelim hani tutanaklara geçiyor bunlar.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Yok, anlıyorum ama

vicdanınız kabul ediyor mu Sayın Vekil?

NURETTİN ALAN (İstanbul) – Yargılama yapmıyorum, vicdan tarafını söylemiyorum, ben bir madde söylüyorum.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bakın, terör tatbikatı var diye binlerce kişi kandırılarak bir yerlere sürüldü ve bu insanlar darbeci ilan edildi. Şimdi, burada da bir cenaze var ve bu cenazenin kaldırılması gerekiyor. O erlerin, öğrencilerin, kursiyer teğmenlerin anneleri, babaları mahkeme önlerinde yedi sekiz yıldır perişan durumda. Bakın, bu konuda bir kısmının cezası Yargıtayda onandı, Anayasa Mahkemesine gitti. Kimi Anayasa Mahkemesinden sonra AİHM gidecek ama o dosyaları inceliyorum, ya o kadar fevri kararlar verilmiş ki bütün bunlar AİHM’den belli ki dönecek, oradan da belki milyar dolarlar, tazminatlar ödeyecek Türkiye.

Yol yakınken vazgeçmemiz gerekiyor. 

Bakın, Adalet Komisyonu bunları konuşmalı. Tamam, bir yasa teklifi getirmişsiniz ama bu ülkede insanlar kan ağlıyor ya, yüz binlerce KHK mağduru insan kan ağlıyor çünkü legal fiilleri illegal kabul edilmiş, Bunu AHİM de kabul etmiş, buna rağmen iade edilmiyorlar. Ne oluyor? İşinden atılıyor, özel bir sektöre bile giremiyor, aç susuz kalı yor, sosyal yardım bile verilmiyor. “Ya bu ülkeden o zaman çıkıp gideyim.” diyor, pasaportu yasaklanıyor yani “Açlıktan öl.” deniliyor. Şimdi, böyle bir ülke medeni bir ülke olamaz ki arkadaşlar. Yine, teğmenler, erler, astsubaylar…

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Başkanım, böyle bir usulümüz yok.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Şimdi, bütün bunlar… 

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL – Sayın Gergerlioğlu, toparlayalım lütfen.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Toparlıyorum efendim.

Bütün bunlar adalet arıyor ve… 

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Madde üzerinde konuşulmuyor.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Öztürk, rahatsız

olmayın, adaletsizlikleri dile getiriyorum. 

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Efendim, rahatsız olmuyorum.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bakın, Kırıkkale F Tipi

Cezaevine gidin, o ülkücü mahpusla da bir konuşun.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Bakın, dün gruplar arasında anlaşma olmuştu, saat ikide bitecekti. 

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bizim ne kadar haklı

olduğumuzu da göreceksiniz. Biz, cezaevindeki ihlalleri eleştiririz, sağcı olur, solcu olur; Türk olur, Kürt olur; Alevi olur, Sünni olur hiç fark etmez ama ilin vekilisiniz, gitmemişsiniz. 

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Kaç defa gittim ya, yalan söylüyorlar.

                    ÖMER        FARUK         GERGERLİOĞLU          (Kocaeli)        –        Kırıkkale        F        Tipi

Cezaevine gidin, bahsettiğim mahpusu da söyleyeyim, size anlatsın. Bizim cezaevi raporlarına da girdi bunlar.

                     BAŞKAN          CÜNEYT          YÜKSEL         –        Sayın            Gergerlioğlu,              lütfen,

toparlayalım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum

efendim, saygılar sunuyorum.

Yorumlar