2013-11-20 00:00:00

Balyoz operasyonu ile Türkiye’de artık önemli bir aşamaya gelindiği ortaya çıkıyor. 28 Şubat onlar kesmemiş olacakki paşalarımız oturup habire “nasıl fiyakalı bir darbe daha yapabiliriz” sorusunun peşine düşmüşler. 2003’lerde mağrur bir şekilde MGK’larda halkın iradesini küçümseyen generallerimiz bugün İstanbul Emniyetinde somut bulgularla ortaya serilmiş olan dehşetengiz darbe hazırlıkları konusunda ifade vermek için bekliyorlar.

HSYK’nın son yargı darbesi ile halkın gerçeklerin ortaya çıkması konusundaki umutları tükenmek üzereyken şok gözaltılar geldi. Sadece Türkiye gündeminde değil dünya gündeminde de önemli bir yankı buldu bu gözaltılar. Balyoz’a konu olan belgelerin teknik incelemesinde 1. Ordu bilgisayarlarından çıktığı kesinlik arz ediyor. Bu teknik bilgi sonrası savcıların böyle bir operasyonun düğmesine basmaması düşünülemezdi.

Ergenekon soruşturmasında yer yer bazı abartılar olsa da gözlerden kaçırılamayacak çok önemli gerçeklerin ortaya çıkması, soruşturmanın önemini koruduğunu gösteriyor. Çok dallı budaklı bir hal alan Ergenekon soruşturmasının sulandırılmadan sonuca vardırılması gerekiyor. Bunu için yargılama usullerine azami dikkat gösterilmesi en başta geleni. Kuvvet komutanlarının sadece başsavcılar tarafından sorgulanabileceği genelgesine göre bir iki gün adliyede bekletilmesinin bile büyük sorun yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Hukukun üstünlüğü herkes için geçerli olmalıdır. Üstünlerin hukukunun yaşandığının apaçık belli olduğu bir zaman diliminde üstünlerden ifade alınması büyük kasırgalar estirilmesine yol açabilmektedir.

Tam da 28 Şubat yıldönümüne dek gelen günlerde bu gözaltılar gerçekleşti.Birileri tarafından bu gözaltıların bir intikam olarak algılanacağından kuşkumuz yok.Ancak ilkel mantıklar devam ettiği sürece bu darbe planları yapılacak ve hukuk da gereğini yapacak.

Hala askeriyede kullanılan bir parolada Adi Başbakan tamlaması bir parola olarak kullanılabiliyor.Birilerinden hazzetmeyebilirsiniz ancak böylesi zeka düzeyi yoksun atraksiyonlara tevessül etmemelisiniz. Ettiğiniz takdirde “soruşturma başlattık” vb. laflarla topu taca atarak işi kurtardığınızı da hiç düşünmeyiniz.

Komutanların ciddi bir iddia karşısında toplandığı ve istifa edebilecekleri haberleri geliyor.Tavsiyem böyle bir istifa restine hiç başvurmamaları. Zira Türkiye artık eski Türkiye değil. İstifa ettikleri ile kalırlar. Hiç bir şey değişmez, yerlerine daha demokratlarının gelme ihtimali belirir. En iyisi mevzi kaybetmemektir(!)

Yaşar Büyükanıt 27 Nisan muhtırası için “onu ben yazdım, muhtıra değildi” demiş. Oysa muhtıra olduğu besbelli olan bir açıklama idi o.Şimdi neden böyle bir geri adım atılıyor. TSK’nın çok demokrat olduğunu falan ispatlamak için mi? Yoksa günah çıkarmak için mi? Yargılanma sırası bana da gelebilir endişesinden mi? Yoksa muhtıra verir gibi yaparak gerçek darbe heveslilerinin gazını almıştım demek için mi? Bu soruların cevabı zamanla netleşecek. Ancak görünen o ki Türkiye artık geri vitese taklan bir ülke olmayacak. Demokratikleşme açısından Dünya standartlarının yakalanma ihtimali artık daha yakın bir yerde duruyor.

Yorumlar