2008-09-09 00:00:00

Sonunda  bu da oldu. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz hakkında  inceleme  başlatıldı. Kuddusi Okkır'ın  ölümü  gerekçe  gösterilerek  savcı  hakkında  inceleme  başlatılmış.Son  zamanlarda  çok  sık  sorulan  bir  soru  “Ergenekon  çete davasında  nereye  kadar  gidilecek”  sorusuydu. Yakın  dönem  siyasi  tarihimizi  anlamamıza  yarayacak  bu    davanın  esrarengiz  birçok  olayda  açıklanan  iddianame ile  gerçekleri  aydınlattığı  gözlenmekteydi.Ama  ülkede her zaman  bir Türkiye  klasiği  yaşandığını  bilen insanımız  hep Nereye  kadar  gidebilir? Kalıcı  bir  sonuç  elde  edilebilir mi?”sorularını  soruyordu.Evet günün  sorusu buydu  ve  acı  gerçek  yüzünü  göstermeye  başladı.TSK  tarafından  Ergenekon  çetesi sanıklarına yapılan   taltif ziyareti  ve  ardından  Başbakan  ve  Adalet  bakanının  bu  ziyareti  hoş  gösterme  çabaları…  Ergenekon  çete  mensupları  olunca  F  tipi  cezaevleri  bile  pek  misafirperver olmaya  başlıyor.Diğer  tutuklu  ve  mahkumlara  karşı  katılığı  ile  dikkat  çeken  F  tipi  cezaevleri  komutan  ziyaretlerinde tüm  yönetmelikleri  tepetaklak  ediveriyor.Türkiye'de  adaletin  tecellisini  böyle  görüyoruz(!).Ergenekon  iddianamesini  dev  boyutları  ile  açıklayan  ve  darbeci  paşalar  hakkındaki  iddianamesini  hazırlamakla  meşgul olan bir  savcıya  “artık dur  bakalım  mı”  denmek  isteniyor. Türkiye'de  bu işler  buraya  kadardır. Haddini  bil mi” denmek isteniyor? Savcı  Zekeriya  Öz'ün yetkilerinin  arttırılması  gerekirken, ona Ferhat Sarıkaya    hatırlatılıyor  ?

Hava  kuvvetleri  komutanı “Ergenekon  iddianamesinden ne  çıkacağı  belli değil  diyor.TSK  emekli  paşalara taltif  ziyaretleri  yapıyor  ama  diğer  taraftan   kimisinin gözlerini oyduğu,  kimisini bıçaklayıp  camdan  aşağı attığı  isyanda Ergenekon  tetikçilerinden  Nuriş  kardeşler, cezaevi penceresinden  haykırıyor. “Bu  devlet  bize Mustafa  Duyar'ı  öldürttü, Veli  abi'ye sorun  bunu”  diyor  duymak istemeyen kulaklara.Veli  abi'den  bunu  soracak  olan  savcıya  ise inceleme başlatılıyor.Ergenekon  avukatı  Baykal  hala  başını kuma  gömmeye   ve  başkalarını da  gömdürmeye  çalışıyor.Ama  bu  sefer  bir başka  ses  yükseliyor.Gerçeğin  üzerini  örtmeye  çalışan  örtüleri  yırtıyor . “Oğlum 96  kişiyi öldürdü  ve  sonra  onu  konuşmaması  için  öldürdüler” diyor Ergenekon tetikçisi Oğuz  Yorulmaz'ın  annesi  Nuran  Yorulmaz. Ergenekon  kendisini  ifşa  etmek,  teşhir  etmek  için  kendini parçalıyor  ama  sanıklar  hala  “adil Türk  yargısına  güvendiklerini”  söylüyorlar. Paşalar hala  içeriden  gönderdikleri  mesajlarla  TSK'nın  sessiz  kalmaması  gerektiği  mesajları  vermekle  meşguller.

Deniz  Baykal isim vermeden Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz'e, Şemdinli'yi soruşturan Ferhat Sarıkaya'nın akıbetini hatırlatıyor: “Bugüne kadar iki iddianame ile ilgili tepki gösterdim. Birincisi Van'daki iddianame. Ne olduğu ortaya çıktı. İddianameyi hazırlayan savcı meslekten atıldı. İddianamenin hiçbir hukukî tutar tarafı olmadığı açık. İnsanlar tutuklandı gösterişli bir şekilde. Bir siyasi linç amacıyla yapılan düzenleme olduğu açıktı. ORADA OYDU. BURADA BU SAVCI NE OLACAK? Ergenekon davası ne olacak? Bunu bilmiyoruz”.  Ergenekon tutuklusu Şener  Eruygur   kendisini ziyaret  edenlere  TSK  ziyareti  hakkında   “Biz umudumuzu neden koruduğumuzu yaşayıp gördük. Yapılacağından hiç şüphemiz olmayan bir ziyaretti.” demiş. İnsani bir  ziyaret  diyenlere  sormak gerekiyor  “Bu  ülkede yargılamayı  acaba  kim  yapıyor?”? TSK mı,  yargı mı?Yargı bağımsız  olmalı  derken  Şemdinli  olayında  sivil  yargının 38  yıl verdiği  şahıslara  askeri  yargının  beraat verdiğini  hatırlıyoruz da  adalet  terazisi mi  gücün  tokmağı mı  galip  bu  ülkede  bir türlü anlayamıyoruz.  

Ergenekon nereye varır? Dehşet  verici  cinayetler,  darbe  planları,  akıl almaz  örgüt  ilişkileri, acımasız  tetikçileri  olan bir çetenin  yine  kurtuluşunu mu  izleyeceğiz? Şimdiye  kadar o  esrarengiz   halini  araştırırken  kenarına   yaklaşanları hep   içine  çekip imha  eden  canavarın,    kutuluşunu mu göreceğiz  yine? Kollarından bir  ikisine  ulaşılan  o dev  ahtapotu  yine  derinlere  mi  kaçıracağız  elimizden?

Yıllardır  tabir  edilmeye çalışılan  şey Susurluk'ta kazaen ortaya  çıkmıştı. Bülent Ecevit'in  kontrgerilla  bazılarının  derin  devlet”  dediği  yapı ortaya  çıkmıştı.Ama  Susurlukçular  pek  mahir  bir  şekilde  bunu  28  Şubat  sürecine  ivme yaptırmayı  başarmışlardı. Bir  sefer de Şemdinli'de ortaya  çıkmıştı.Şemdinli'de ortaya  çıkmıştı    o  bir  batıp  bir  çıkan  derin  güç. “Bu  sefer  tamam  yakaladık” demiştik  ama  o  canavar bu  kez savcısını imha  ediverdi.Güya  siyaset  yapan  Baykal  ise  Ergenekon savcısına, Sarıkaya'yı  hatırlatıyor  hiç  utanmadan, sıkılmadan.

 

Yıllardır  adalet  arayanlar karamsarlaşıyor  bu  kez. Ama  bilinsinki  Bu  ülkede karamsarlaşıp  bir  kenara  çekilme hakkımız    hakkımız  olamaz.”Kral  çıplak”  diyeceğiz  inadına  ve düşeceğiz  adaletin  peşine  hiç  usanmadan. Çetecilerin  delil karartma  çabaları  çorap  söküğü  gibi  peşisıra   görünen  gerçeklerle   kesintiye  uğramasına  rağmen,  bu  ülkede  hala derin ilişkileri  ellerinde  bulunduranlar  kendilerinden  emin olabiliyorlar.Ne de  olsa  onlar  beyaz” diğerleri  zenci”  bu  ülkede. Ama  halkın  vicdanı  hiçbir aldatıcı kararı kabul  etmez. Ergenekoncuların  tek unuttuğu  ve  çare  bulamadıkları  şey de   budur işte.

Yorumlar