2006-07-17 00:00:00

FİLİSTİNLİLERİ  TARİH  TAHRİFİ  İLE  UNUTMAK  İNSAFA  SIĞAR MI?

Filistin’i  saran ateş  yayılmaya  başladı.Lübnan  Hizbullah’ının  İsrailli  askerleri  esir  alması   ile  olayın  boyutları  değişmeye  başladı.Filistin’deki  acıya  kayıtsız  kalamayan  Hizbullah, bu saldırı  ile  Lübnan’da  da  çok  önemli  sonuçlar doğurabilecek  bir  savaşı  başlatmış  gibi görünüyor.Öte  yandan  zaten  İsrail’in  suriywe’ye gözünü  A.B.D ile beraber  diktiği  de  bir gerçektir.

Günlerdir  Filistinlilerin  insanlık dışı  bir  şekilde  katledilmesine  göz yuman batılı devletler G-8  zirvesinde  bir tepki  vermeye karar  nihayet  verebildiler. Ortadoğu’da kontrolleri  altında(!)  katliamın  devam etmesini  istiyorlar. Kontrolden  çıkarsa   olaylara hakim olamayacaklarını  düşünüyorlar.

Fakat asıl vahimi  batılı devletlerden  ziyade  halkımızın bir  kısmında  hakim  olan bir  anlayıştır.Bu  anlayış  Filistin  ile  ilgili  tarihden  gelen  bir  düşünceyi benimsemiş  olan  insanlardır.Bu  zanna  göre  Filistinliler Osmanlıyı  1.  Dünya  savaşı sırasında  arkadan  hançerledikleri  için  ilahi  takdir  sonucu  bugün  bu  zulmü  görüyorlar.

 

Türkiye'de yıllardan beridir kalplere Arap düşmanlığının yerleştirilmesi için yoğun bir propaganda faaliyeti yürütülüyor. Bu konuda kullanılan en önemli malzeme ise onların Osmanlı'ya ihanet ettikleri ve arkadan vurdukları iddiasıdır. Tabii bunu yapanların kimler olduğu hakkında tafsilatlı bilgiler verilmediğinden, iddianın tüm yükünün Filistin halkının üzerine yüklenilmesine çalışıldı. Böylece Türkiye toplumunun Filistin davasına bigane kalması hatta o halka şiddetle tepki göstermesi için zeminin oluşturulmasına gayret edildi ve büyük ölçüde başarılı olundu. Filistin halkının Osmanlı'ya karşı isyanlarda hiçbir payı olmadığı ve Osmanlı'ya ihanet edenler en büyük ihaneti o halka yaptıkları halde böyle bir toplumsal anlayışın yaygınlık kazanmasının sebebi uluslar arası siyonizme hizmet eden medya organlarının yürüttüğü propagandalardır. Öncelikle şunu ifade edelim ki, Türkiye'de yıllardan beridir “Arap ihanetinden” söz edenlerle paralel çalışanlar Arap dünyasında da “Osmanlı zulmünden” söz etmektedirler. Burada “Osmanlı'nın arkadan vurulması” olayını devamlı konuşanlar, İttihat ve Terakki'nin üç meşhur paşasından olan Cemal Paşa'nın Arap dünyasında “seffah (kan dökücü)” olarak tanındığını bilmezler. Cemal Paşa gerçekten de öyledir ve Arap âleminde on binlerce Müslümanı hiçbir sebep yokken veya çok basit sebeplere dayanarak katletmiştir. Cemal Paşa bununla kalmıyor, insanları sırf Arap oldukları için aşağılıyor, horluyordu.

İngiltere'nin Mısır elçisi Henri Mikmahun 1915'te Şerif Hüseyin'e bir teklif götürdü. Bu teklifte ona, Arapların Osmanlılardan ayrılarak bağımsız devlet kurmalarına yardımcı olunacağını, kendisine de halifelik verileceğini vaad ediyordu. Yani İslam ümmetinin halifesini haçlı zihniyetinin başını çekenlerden İngiltere belirleyecekti. Bu vaadlerine karşılık Şerif Hüseyin'den de Filistin topraklarına yahudilerin yerleştirilmesine ve bu topraklarda bir yahudi devleti kurdurulmasına yardımcı olma sözü almıştı. Şerif Hüseyin İngilizlerin vaadlerine kanarak 10 Haziran 1916'da Osmanlılara karşı isyan başlattı. Aynı yıl İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Filistin toprakları üzerinde bir yahudi devleti kurdurulması için gerekli şartların oluşturulmasını öngören Sykes-Picot anlaşması imzalanmıştı. Çok geçmeden Şerif Hüseyin'in de muvafakat ve destekleriyle 1917'de İngiliz orduları Filistin topraklarına girdi ve yahudilerin bu topraklara yerleştirilmesi işlemi hız kazanmaya başladı. 24 Temmuz 1922'de de şimdiki BM konumunda olan Milletler Cemiyeti, Filistin topraklarını resmen İngiltere'nin vesayetine verdi.

Görüldüğü gibi Filistin halkı ihanet etmemiş, ihanete uğramıştır. Osmanlı'ya ihanet eden bu halka daha büyük ihanette bulunulmuştur. Şerif  Hüseyin  gibi  batı  kuklası yöneticiler egemenlik   hevesi  ile  Filistin  halkına  ihanet etmişlerdir.

Şunu özellikle belirtmek  gerekir ki  bir  insana  dedesinin yaptığından  dolayı  ceza  vermek  ne kadar  saçma ise  bir  toplumu  geçmişlerinden  dolayı  suçlu  ilan  etmekte  o  kadar  yanlıştır.Filistin’de  bir hata  olmuşsa  bile  bunu,  şu an  mazlum  Filistin  halkının  çektiği acılara mukabil  görmek  zalimi  meşru  görmek anlamına  gelir.Bu  durum ise  Siyonist  katillerin yardımcısı  olmak anlamına  geleceğinden  son  derece  vahim  bir durumdur.

Artık  bir  cinnet  halini  almış  siyonist saldırılar karşısında  artık  halkımız  arasında  böyle  gaflet dolu  düşünceler  içinde  bulunan  varsa  bu  Dünya  ve  öbür  Dünya’da  halkımız  Filistinlilerin  yüzüne  nasıl bakabilir?

Yorumlar