2006-05-26 00:00:00

SALDIRILARA  NİÇİN  GÖZ  YUMULUYOR?

 

Son  günlerde  meydana gelen  olaylar  Dünyanın  değişik yerlerindeki  olaylar ile  ilginç  benzerlikler  arzediyor.

  Beş  yıl  aradan  sonra  11  Eylül  saldırılarını  yaptığını kabul  eden Üsame  bin  Ladin’in  bir  internet  sitesinde kendi  sesinden  mesajı  yayınlandı.Türkiye’de  ise esrarengiz  bir  şekilde  saldırılar  düzenleyen  gruplar var.Azmettirici  olarak  yakalanan uzaffer  Tekin ise son  derece önemli  ve  ilginç  bir şahsiyettir.İşin  daha  ilginç  tarafı  zikrettiğimiz  şahsın  istihbarat birimleri  tarafından  uzun  süredir izlendiğinin  açıklanmasıdır.Bu,   akla  çeşitli  soruları getirmektedir.

Bilindiği  gibi  11 eylül  saldırılarının  olduğu  Gün İkiz  kulelerde çalışan   Yahudi asıllı  A.B.D’lilerin  işe  gitmediği  bilgisi  yansımıştı  Dünyaya.Öyle  anlaşılıyor ki bir saldırının   olabileceğini  hisseden  MOSSAD   ırkdaşlarını  uyarmıştı.CİA’nın  ise  ise  uzun  süredir takibi  altında  tuttuğu  bu  militanların  saldırısına  göz  yumduğu A.B.D basınında  çıkan  iddialar  arasındaydı.Neo  con  olarak  anılan  yeni  muhafazakarların  A.B.D’yi  koruma  adına birçok  hukuksuz  işe  imza  atmaktan  çekinmediklerini  artık  herkes  biliyor.Binlerce  kişinin  ölümüne  yol  açan  bu  dehşetli  saldırılara sadece  büyük  Ortadoğu projesini  gerçekleştirmek  için  göz  yumulması  ihtimali   ise   dehşet  vericidir.

Türkiye’de de   önceki yıllarda  karışık zamanlarda işlenmiş  bazı meşhur  kişilere  yönelik  suikast  girişimleri  aynı  senaryoların  Türkiye versiyonunu  akla  getiriyor.hatta  kimi  cinayetlerin  faillerinin  çok yoğun  aramalara rağmen  çıkmaması  veya  bazı  kesimlerin  üzerine  cinayetleri yıkma  girişimleri  uzun  süre  tartışıldı.

Son    saldırı olayında   ise  faillerin  çorap söküğü  gibi ortaya   çıkışına  şahit  olduk.Bu  bize  yıllardır  çok  yoğun  bir  şekilde  araştırılan  diğer  cinayet  olaylarında  niye  bir  arpa  boyu  yol  alınamadığı  sorusunu  akla  getirdi.

Bir takım  güçlerin  Dünyanın    değişik  ülkelerinde    ve  Türkiye’de binlerce  kişinin  kanının  akmasına  yol  açacak olayları sonraki  hesaplarının  gerçekleşmesi  için  kullanması    çok üzücüdür.

Türkiye’de  ise  yine  çeşitli  karanlık güçler hukuk  dışı  yolarla  devleti  koruma  adına  çeşitli provokasyonları  yürütüyorlar.

Fakat  konuya çözüm  bulmasını  beklediğimiz  kesimlerden  pek  mantıklı  sözler  şu  ana  kadar  duymadık  ve  halende  pek  duymuyoruz.

Zamanında  susurluk skandalı  ortaya çıktığında  zamanın  Başbakanı  Necmettin  Erbakan  “bunlar  fasa  fisodur” diyordu.Şimdilerde  ise  C.H.P  başkanı  Deniz  Baykal  ilginç  bir  şekilde   çete  iddialarına      “bunlar  ıvır  zıvır şeylerdir”  diyor.Tahminen Erbakan  başemedeyeceğini  düşündüğü    kudretteki  bir  organizasyon  karşısında   olayı   görmezden  geliyordu.Deniz Baykal  ise  kafasındaki senaryo  gerçekleşmeyince   saldırı   dindarların üzerine  yıkılamayınca ,  çeteler ortaya  çıkınca  olayı   görmezden  gelmeye  çalışıyor.

 

Ama  herkes biliyor ki  bütün  gerçekler  fasa fisolar  ve  ıvır  zıvırlar  içinde  saklı!..

 

Bir başka  çifte  standart   ise susurluk  skandalı  sonrası  sivil  tepki  için  her akşam  bir  dakika  karanlık  eylemi yapanlarda   görüldü .O gün  bu  eylemi  yapanların  çoğu  bugünlerde   dolduruşa  gelip sokağa  dökülenler  oldu. “Ordu göreve” çığlıkları  ile gök  kubbeyi  kuşattılar.Maalesef   sadece   yaratılmak  istenen  laik anti laik  gerilimi  ve  kaosunun  piyonları  oldular.

Bugünlerde  Ergenekon  anayasası adıyla  anılan  gizli metinler   saldırıyı  düzenleyenlerin  evlerinde  bulundu.Bu kişilerin  devletin  korunması için  her  türlü  yasadışı  girişimi meşru  gören  bir anlayışın  müntesipleri  olduklarını  açıkca  beyan  ediyor    belgeler.

Son  tahlilde  ortaya çıkan  gerçek  şudur.Hukuksuzluğa  karşı  doğru  bir  çizgi , doğru bir  perspektif  getirilmezse  sonuç böyle  olur.İnsanlar  dünkü    lanetlediği katillerin, çetelerin bugün  tuzağına  düşer.İnsanımız  işine  geldiği  zaman  değil,  her  zaman  hukuka  sarılması  gerektiğini  hala  anlamadı mı?

 17 mayıs  Danıştay  saldırıları  sonrası  yeri  göğü  inleten  bazı  köşe  yazarları  ise hala    devekuşu gibi kafalarını  kuma gömmekle  meşguller.Danıştay   saldırısını  doğru  anlamayıp kuklacıyı  değil kuklayı vurduklarının  farkında değiller mi  acaba ?Bu  yanlış  hedefe  halen  ateş  edenler  gerçekler ortaya  çıktıkça  düştükleri  tuzaktan  kuklacının gerçek  suretini görmemekte  ısrar  ediyorlar.

Fakat  devekuşu gibi  olmak bu  şahısların  kendilerine   zarar  vermekten  başka bir  şeye  yaramıyor.Süslü  at  gözlükleri  ile  dolaşmak ise  okumuş  görünen  insanlara  hiç mi   hiç  yakışmıyor.

gergerlioglu@hotmail.com

Yorumlar